Yağmur giderek azalıyor, yerler hala ıslak ve toprak kokusu havada. Dükkanlara sığınan köpekler, ağaç dalları arasına saldıran kediler, hızlı adımlar ve küfürler. Gece çöküyor, düşünceler serbest kalıyor. Suskun caddelere, kalbi kırık dairelere nüfuz ediyor. Her biri kendi karanlığını götürüyor, umutlar ve arzular acınası geliyor. Kurtulmanın yolu yok, zehirliyor zihinleri. Bir çocuk resim çiziyor, annesi yerde yatıyor, babası elinde bıçakla televizyon izliyor. Işıklar kapanıyor ve uyku saati geliyor. Elleri kalemi bırakıp bıçak ve ot tutuyor, saçları sıfır numara. Sokaklar ev, lambalar sıcak yatak. Park köşesinde, sessiz ve karanlık, uzun ve tedirgin. Soğuk, titretecek kadar. Hastane bahçesi, umutsuzluk ve gözyaşı. Geçmiyor zaman, her saniye dakikalarca sürüyor. Kollar iğne izi, damarlar yeşil ve mor. Ayaklar sürünüyor, adım atmak zor. Hemşireler oturuyor, temizlikçiler koşuyor. Yağmur bitti, bulutlar çekiliyor. Kan damlası, beyaz zeminde açan çiçek. Tuvalet, pis ve karanlık. Bekliyor, günlerce, aylarca. Hastane bahçesi tanıdık ve soğuk. Sessiz, karanlık, umutsuz, soğuk, karlı, yağmurlu, güneşli, uzak.