’’Şahsiyet hatayı meziyet haline getirir.’’

Fransız filozof Alain’in dile getirdiği bu cümle, üzerine düşünülmeyi hak ediyor.


Yaşamımız boyunca aslında çoğumuzda bulunan fakat bir hata olarak değerlendirmediğimiz önemli bir nokta var: Özgüvensizliğimizin bir neticesi olan egolarımızdan dolayı var olmayanı elde etmek yerine hâlihazırda mevcut olanı muhafaza etmek ve bir sığınak haline getirmek. Sahip olduklarımıza dair söylediklerim için "iyi de bu neden kötü bir durum olsun ki" denilebilir. Elbette var olanı koruyabilir ve hatta geliştirebiliriz fakat yeterli olmaz, çünkü yaşam sadece bizim iyi olduğumuz alanlardan ibaret değildir.


Hayatlarımızda kusurlu yanlarımıza doğru atacağımız adımların önündeki en büyük engel, yürüyeceğimiz yollarda karşımıza çıkması muhtemel engebelerdir. Bilmediğimiz yollara girmenin ne lüzumu var diyebilir ve çeşitli bahaneler üretebilirsiniz fakat şöyle bir acı gerçek var: Sürekli yerinde sayan insan bir süre sonra kendi ruhsal ve fiziksel ağırlığını kaldıramaz hale gelir. Diyelim ki bilinmeyene ve kusurlarımıza adım atma cesaretini kendimizde bulduk ve bunu yaptık. Yine de muhtemelen yaşam sonu karnemizde eksiler çok daha fazla olacaktır fakat bu durum yerimizde saymamız için asla bir kaçış noktası olamaz. Asıl amacımız mümkün olduğunca eksiyi artıya çevirmek ve kısmen daha başarılı bir sona ulaşmak olmalıdır. Ortaya çıkabilecek bütün olumsuzlukları gerekirse sırtımıza yüklemeyi göze alıp bizi en sonunda yeni bir meziyete ve tatmin duygusuna ulaştıracak adımı attığımızda ise az ya da çok olumlu bir değişim mutlaka başlayacaktır. Bu meziyet edinme yolunda ne kadar başarılı olacağımızı ise şu belirler: engebeleri aşmaya çalışırken yaptığımız hatalar karşısında sergileyeceğimiz direnç. Belki de birkaçımız bugüne kadar pek çok adım attık fakat bir noktadan sonra mücadeleye devam edecek gücü kendimizde bulamadık. Ancak hataların en büyüğü zayıflıklarımızı kabullenmek veya gizlemeye çalışmaktır. Kim bilir belki de önümüzdeki engel ya da düzeltmek için yeterli direnci gösteremediğimiz hata uçurumun kıyısındadır ve yapmamız gereken tek şey son bir adım daha atmaktır.