Asaletin ruhuna işlemiş, bu ne tatlı sima

Her zerreme hümay-ı aşk gibi kondun gül-i sahra

Bıkmadan koklarım saçlarını, o nasıl bir nefha

Beni ölümcül dahi sevsen çıkarmam tek bir neva


Ben, benliğimi kendi içimde ararken güzelim,

Sen var oldukça içimde, sana şiirler düzerim

Tutuklu kalır yüreğim, belki ölmüşten beterim

Subha vakti yandım sana, ancak bu vakit biterim.


Ah! Sendeki şu güzellik, nevi şahsına münhasır

Sensiz melal buldu beni, çıktı gönlümde nasır

O nasıl sevmektir ki, aşkıma çizdirmez sınır

Kırk yılı bırak, yüz kırk yıl kalsın sevdamızda hatır