Ucuz bir hayatın en derininde yatan umutsuz vakayım.

Sirke satıyor suratım her geçen dakika.

Bir zamanlar çocukluğum geçmişti bu sokaklardan.

Yetim bir kısrak misali,

Anayı bağda kaybetmişim, babayı dağda.

Her şeyin azıyla yetinebilirim.

Elimde avucumda ne varsa döktüm ortaya.

Karanlığın altında, hatıra tutsağı adı altında,

Kılıçsız,

Kalkansız,

Umutsuz bir şövalye yıkıldı karşımda.

Peşi sıra hatıra orduları, açtı kucağını.

Tutsağı oldum hatıraların o cuma.

On üç kere gizli antlaşmalar imzaladım Azrail ile.

Artık o da yoruldu ben de.

Dinlemiyorsunuz sandım beni hiçbir yerde.

Duyamazmışsınız konuşamıyorum aynada bile kendimle.

Lütfen yankılarımı durdurun!

İçimde çarpışıp duran heceler cemiyeti,

Rahat bırakmıyor beni şu ara.

Yakalanacağım, hatıraların sesleri çınlıyor.

Yaka paça sürgün edileceğimden korkuyorum.

Külliyen zâid geçecekse en masum yaşlarım,

Tutsağıyım bu karamsar hatıraların.

Kalpsiz köleler ziyan edecekse şerefimi,

Sirke satmaya devam ediyorum.

Sonra düşünüyorum, birikiyorum.

Çat kapı, ters kelepçe, hatıraların tutsağı oluyorum.