Pieznyk bir gece karısına tüm sıkıntılarını anlatmaya karar vermişken ertesi günün sabahında aldığı bir haberle birlikte dertlerinin oracıkta sona erdiğini fark etti. Çünkü sokak arasında son hızda ilerleyen bir otomobilin karısına çarptığını öğrenmişti. Telefonda tanımadığı birilerinin sıraya dizdiği anlamsız kelimelerin karşılığı belki de onun için artık yolun sonuna geldiğinin habercisiydi. Karısı ölmüş olabilirdi fakat onu hatırlayacak biri vardı, Pieznyk. Fakat kendisi için durum daha kötüydü, artık karısı da öldüğüne göre onu hatırlayacak kimse kalmamıştı. Dün geceki arzusu da bundan ötürüydü zira. Gerçek bir konuşma yaparak kendini tümüyle var etmek istiyordu. Acılarını, sevinçlerini, düşüncelerini ve yaşadıklarını en ince ayrıntısına değin saatler sürse de anlatmak istiyordu karısına. Onu dinleyecek tek kişi oydu. Tanımadığı birinin zihninde yer edinmek istemiyordu ve karısı, öldüğünde onu anımsayacak en doğru kişiydi. 


Tüm bu umutlarının yok olması işte böyle gerçekleşti. Basit bir metal yığını sebep olmuştu buna. Pieznyk artık toplum tarafından hiç var olmamış, kimsenin haberdar olmadığı ve huyunu suyunu bilmediği cansız bir varlıktı. Belki bir zombiye dönüşse daha mutlu olurdu. Çünkü onlar bile varlıklarıyla diğerlerini etkileyen şeylerdi. Pieznyk içinse durum o kadar vahimdi ki neredeyse bir böcekten farkı kalmamıştı. Fakat hayır, bir böcek bile insanlarda iğrenme hissini uyandırırdı. O bir böcekten bile daha etkisizdi. Tümüyle bir hayaletti. Aldığı haberin tesiriyle gün boyu hüzün içinde dolanırken aklına kazanın yaşandığı yere gitmek geldi. Belki kaza yapan aracı ve sahibini bulabilirse içi rahatlayacaktı çünkü tüm umudunu söndüren bu kişiden hesap sormak istiyordu. Kendini gerçekleşecek ihtimallere göre hazırladı ve hızlıca olayın vuku bulduğu yere gitti. Kazanın gerçekleştiği yeri polis memurundan öğrenmişti. Burası kimsenin uğramadığı bir sokağa benziyordu ve yalnızca bir arabanın geçebileceği genişlikteydi. Öyle ki arabanın karısını görmemiş olması neredeyse imkansız gibiydi. Biraz sonra kalabalığın arasına karışarak polislerin olduğu yere gitti. Karısı ceset torbasına konmuştu ve katil de tam olarak karşısında bekliyordu. Pieznyk donuk bir ifadeyle katilin önünde dikilerek konuşmaya başladı.

-Söylesene nasıl öldürebildin onu! Kaza olmadığını biliyorum. Neden yaptın böyle bir caniliği! Biricik eşimi nasıl yok ettin söyle!

Polis şaşkınlıkla sakinleştirmeye çalıştı onu. "Hey bekle, ne cinayeti? Doğru mu bu, tanıyor muydun çarptığın kişiyi?"

Adam hiç güçlük çıkarmadan sanki hep bu anı beklemiş gibi söyledi içindekileri.

-Evet, şu sümsüğün karısı ve benim de aşık olduğum kadındı. Beni sevdiğini biliyordum, dün gece buluştuk fakat artık bunu daha fazla sürdüremeyeceğini söyledi. Hata yaptığını düşünüyordu ve bu sümsük için fazla iyiydi o. Ayrılacağımız fikrine dayanamadım. Arabadan inince çok öfkelendim. İşte o anda bu adama nefret duydum. Kadının bir suçu yoktu. Bu pisliği cezalandırmak için arabayı üzerine sürdüm. Öldüğünü anlayınca da polise haber verdim ve öylece bekledim. 

Pieznyk bunları duyunca içi daha da katılaştı. Ne diyeceğini bilemedi. O anda arka cebindeki silahı çıkarıp bir çırpıda yok etmek istedi adamı. 

-Seni ruh hastası adam! Ne istedin bizden? Nasıl böyle düşünürsün!

Adam gülerek ve aynı anda kızgın bir ifadeyle bağırdı. 

-Sen söyle asıl! Hiç sevdin mi karını? Bir gün olsun ona sevildiğini hissettirdin mi? Senin tek derdin kendinleydi. Bana hep senin ne kadar bencil olduğunu anlatırdı. Kim bilir, belki buraya gelişinde bile kendine bir pay çıkarma isteği vardır. O senin yüzünden öldü. Bana katil diyeceksin ama asıl suçlu sensin!

-Lanet bir katilden bunları duymak! Seni şerefsiz herif, artık ikimizin de ölme vakti geldi!

Öfkeden çıldıran Pieznyk kendini tutamadı ve silahı bir hamlede çıkararak adamın suratına yöneltti. 


"Bu adam, nasıl olur da beni böylesine iyi tanıyabilir? Kendime söyleyemediğim şeyleri öyle kolay açıkladı ki. Onu şimdi şuracıkta öldürsem beni bilen son kişiyi de kendim yok etmiş olacağım. Karım hiç umrumda değil miydi? Ölüm haberini alınca gözümden bir damla olsun düşmedi doğrusu. Aklımdaki tek şey kendimi ona kabul ettirebilmekti, onu aslında hiç sevemedim değil mi?"


İçinden geçenleri sanki duymuş gibi tepkiler veren adam sonunda bunu kanıtlayan şeyi açığa vurdu. 

-Sevmedin tabi ki pislik herif. Senin gibileri iyi tanırım. Hayatı boyunca bir haltı beceremeyen rezil adamlarsınız. Yaşamaya karşı ve şiddet düşkünü aptal heriflersiniz!

-Ama onu sen öldürdün! 


Pieznyk'in elindeki silahı pür dikkat gözetleyen polisler onun bu şok içindeki hâlini değerlendirmek istedi fakat başarılı olamadı. Etrafındaki kalabalığın "dur, yapma" seslerini bastıranlar yine kalabalığın içinden "vur kendini, pislik!" diye haykıranlardı. Bu gürültüyü fark etmeye başlayınca kendi durumunun da ayırdına vardı. Az önceki katil artık karşısında değildi. Silahı kendi kafasına dayamış bir hâlde çevresini izliyordu şimdi. 

Sol eliyle ceplerini kontrol etti ve az ötede duran arabanın anahtarlarının kendi cebinde olduğunu öğrendi. Yolun sonu çoktandır görünmüştü fakat bunun farkında değildi Pieznyk. Belki de farkındaydı ve bilerek bu yolu seçmişti. Karısına yaşattıklarını hatırladı. Ona nasıl eziyet ettiğini düşündü. Fakat kokuşmuş zihni tüm bunların hâlâ kötü olmadığını kanıtlamaya çalışıyordu kendine. Bir kafesin içinde sıkışıp kalan aptalca düşüncelerinden asla kurtulamıyordu. Yaşamı boyunca kendi varlığını öylesine üstün görmeye alışmıştı ki son anlarında bile hâlâ bu cinayetten kendi payını almaya çalışıyordu. "Belki şimdi kendimi vurabilirsem beni kötü de olsa hatırlayacaklardı. Hafızalarında bir katil olarak kalacaktım fakat yine de hiç var olmamış gibi sayılmaktan iyidir değil mi?"

Kararını verdikten sonra silahı daha sıkı tutmaya başladı Pieznyk. Ölümünü kesinleştirmek adına silahı bu sefer çenesinin altına yerleştirdi ve etrafına aldırmadan yok oluşunu gerçekleştirdi. Tetiği çekerken gördüğü son şeyse kalabalıklar arasından kendine doğru atılan güzeller güzeli karısının kanlı canlı yaşıyor olduğuydu. Son anlarında bu gördüğünün hayal ürünü olduğunu düşünse de çarptığı kişinin gerçekten karısı olmadığını artık hiçbir şekilde öğrenemeyecekti.