Fakat onun esasen arzuladığı ve yaşamak istediği şey, zarafeti sadece görebilmek değildi.
O zarafeti taşıyan ender insanı tanımak ve onu iliklerine kadar yaşamaktı. Var olduğunu düşündüğü, belki de düşünmekten de ötesi, kokusunu dahi hissedebildiği bu gizli ve büyülü dünya, kelimelerle ifade edebileceği görünümüyle; tüm benliğiyle erişmeyi arzuladığı, içinde zarafetin, güzelliğin, kristalimsi parlaklıkta ve insanın kalbini adeta delerek nefesini kesen bir güzelliği olan gözlerdeki insana hayat veren ışıltılı bakışların olduğu ve o an yaşamak, dünyanın güzelliğini hissetmek dediğimiz eylemlerin en gizli yanlarını ve insanı heyecanlandıran duygularını hissedebileceğiniz, yürüyüşü bir yana sadece zarafet taşıyan duruşuyla dahi, gözlerindeki tarifsiz incelikli bakışlarıyla size o ana kadar hissetmediğiniz duyguları en yoğun haliyle o anda içinizi titretircesine hissettirerek yaşatan varlıkların olduğu, içinde kaybolmayı bile tüm kalbinizle tereddütsüz isteyebileceğiniz olağanüstü bir dünya…