Gerçeği yansıtmayan birçok şeye inanır insan. En çok da kendi kurduklarına inandığında üzülür. Üzüleceğini bile bile inanmak ister. Bazen aklını toplar başına ve aptallık olarak tanımladığı bu durumdan kurtulmanın en basit yolunu arar. Kızar kendine. Böyle bir şeye nasıl inanabildiği, tüm bunların tamamen kurduğu hayallerden ibaret olduğuna inandırmaya çalışır bu sefer de kendini. Bir türlü anlayamaz bunun basit bir yolu olmadığını. Önce duygularından feragat etmesi gerekir, sonra da aklından. Ama bunu göze alamaz çünkü en sevdiği yerdir hayalleri. Hayallerinde yaşamaya bir kere alışınca insan gerçekte ne olduğuyla ilgilenmek dahi istemez. Bir de gerçek olduğunu düşündüğü hayalleri… Onlardan asla vazgeçemez. Ne yaparsa yapsın duyguları da aklı da ona karşı koyar. En sonunda ya yenilmek zorunda kalır hayallerine ya da yendiğini sanıp kendini bitirir.