Tıpkı bahçesinde resmini bitirmiş yeni bir çocuk gibi,

O resmine tebessümle bakarken,

Yağmurun yağacağından habersiz içeri girerken

Yağmur çoktan yağmaya başlamış ve resmin boyaları silinmişti...

Pencereden yağmurun yağdığını gören çocuk,

Resmini dışarıda bıraktığını hatırladı ve koşarak bahçeye çıktı

Boyaların silindiğini görünce

Resmin önüne diz çöktü

Ve bir damla yaş aktı boyaları silinmiş sayfaya

Bu sayfaya hayallerini çizmişti

Hayalleri ise yağmurla birlikte akıp gitmişti

Öyle düşünüyordu küçük çocuk

Omzunda bir el hissetti küçük

Bu kişi kız kardeşiydi küçük çocuğun

Elinde boş bir resim kağıdı ve bir adet kurşun kalem vardı sadece...

"Haydi otur, bu kalemle bu boş sayfayı hayallerimizle dolduracağız."

Şaşıran çocuk kız kardeşinin bu önerisini sevmişti

Daha da şiddetlenen yağmura aldırış etmediler,

Oturdular, önce kız kardeşinin çizmesini istedi çocuk

O da yağmuru seyrediyor ve kokusunu içine çekiyordu

Sıra çocuğa geldiğinde ise yağmur daha da şiddetlenmişti

Yine hayallerinin silinmesinden korktu çocuk

Kız kardeşi ise

"Hayallerimizi düşün ve dedemizi de çizmeyi unutma."

Diye cesaret verdi kardeşine

Küçük çocuk ise çizdi hayallerini bir bir

O çizdikçe yağmur daha şiddetleniyordu,

Ama hayalleri adeta renkleniyordu

Çizimi biten çocuk ellerinin siyahi olduğunu gördü

Kız kardeşinin ellerini yağmura doğru açtığını

Ve ellerinin beyazladığını görünce yanına gitti

"Islanmaktan korkmuyor musun?" diye sordu

Kız kardeşi ise kardeşinin yüzünü okşadı

"İnsan hiç hayallerine giden yoldan korkar mı?"