Hayat bir kuruntudan ibaret değil midir? Yoksa bu insanların bir tür kendini avutma biçimi midir? Tek bir döngüden ibarettir hayat. Doğ, büyü, yaşa, öl. Hepimiz ölmek için var oluyoruz ve tekrar var olmak için ölüyoruz. Peki neden? Tanrı insanı seviyorsa neden böyle acılar çekmesine göz yumar? Neden insanın bu kadar az ama bir o kadar da çok gelişmesine müsaade eder ama bütün acılara katlanma gücünü bahşetmez? Bir yakını ölen kimsenin neden şunu düşünmesini sağlamaz: “Elbet kavuşacaksınız bu sadece bir oyun.” Hayat bir filmin fragmanı gibi geliyor bana. Düşük bütçeli çekilmiş bir filmin kalitesiz fragmanı. O fragmanda mutlaka filmden eksik olan bir parça var. O parçayı ancak tanrı tamamlayabilir. Hiçbir zaman tamamlanmayacak bir filmin fragmanındayız aslında. Bir çemberin içinde yaşar gideriz. Ta ki ölene dek. Peki ya öldükten sonra? İşte onu da bilmez kimse. Herkes farklı şeyler söyler, herkes duyduğunu anlatır. Yaşamak bir direnişse, ölmek de bir tutsaklıktır. Kalp atışları birçok şeyi anlatır insana. Her nefes alışında ya sevinirsin yaşadığına ya da büyük bir acı duyarsın yaşadığından. Şu sıralar acı duyuyorum aldığım her nefesten. Tutunabileceğim hiçbir yer yok gibi hissediyorum, tutunduğum her şey paramparça oluyor gibi. Tanrı neden insana böyle acılar çektiriyor? Anne karnındayken bile çektiğimiz o zorluklar neden? Hayat bu kadar basit mi olmak zorunda peki? Ayağının altındaki tek tabureye bağlı veya elindeki tabancaya ya da içtiğin haplara… Pes etmek korkaklık değil, bıkkınlıktır. Ama her ne kadar sıkı sarılırsan bu hayata o kadar sağlamlaşırsın. Yeni dostluklar edinirsin. Her seferinde sırtından bıçaklansan bile her seferinde inadına güvenirsin. Yeni aşklara yelken açarsın; aldatılsan, aldatsan bile sevmekten bıkmazsın. Tanrıya çoğu zaman karşı gelirsin ama yine de kendini dua ederken bulursun. Döngü içinde yaşıyoruz. Hiç bozulmayacak bir döngü. Ölsek de devam edecek bir döngü. Hayatı sorgularsın ama aldığın cevaplar seni hayata bağlayacağına hayattan uzaklaştırır. Saçma batıl inançlar edinirsin ama hep işe yaradığına gönülden inanırsın. İşte hayat bu. Hayat koskoca bir kuruntu. Ya da değil.