Gerçeklerle yüzleşmek istemeyen insan, durmadan kendi enerjisini emerek içsel bir kaçış halindedir. Asla bir sonuca bağlanmamakla birlikte istenmeyene doğru hızla çekilen bu insan yaşayan bir ölüye dönüşür. Hissettiğini sandığı her şey onu sonucu olmayan bir edinim içerisinde olduğunu anlatmaya çalışsa da kendisine o denli hipnoz olmuştur ki bunun farkına varmadan hayatta kalmaya çalışır. Mutluluğunu tamamen dışsal etkenlere bağlar ve mutlu olmadığında da yaşadıklarını sorumlu tutar. Ne zaman ki her şeyi kabul eder ve hayatının böyle yaşanması gerektiğine inanırsa o zaman her hücresiyle nefes almaya başlar, huzura ulaşır.