Yaşadığımız her an hayatı oluşturur. Bu saniyelerin toplamı değildir. Yaşamak denilen hissin birikimidir. Bu cümle çok havada kalır. Nedir yaşamak?
İnsanın hedeflediğine ulaştığı bir an olduğunda kendisini mutlu hisseder. O istenilene ulaşma sürecinde verdiği tüm uğraşlar sonrasında ortaya çıkmış olan ödül kişiye yaşadım dediği bir hissiyatı getirebilir. Fakat bu anlatılan da akla yatmaz. Onca uğraş ve sonrasında ortaya çıkan etkisi belli bir süre sürüp kaybolacak olan bir his için kişinin yaşadım demesi çok garip. Hesaplama yaptığında kişi çok çaba sarf etmiştir. Şimdi mutludur evet ancak ya sonra? Yeni bir hedef ya da boşluk hissinin başlangıcı... Çünkü ödüle ulaşmadan önce sürekli kendisini yoruyor ve ödül ile kendi arasındaki mesafe kadarıyla gerginlik hissediyordu ancak şimdi o hislerinde etkisi kalktı. Tüm yakıt yandı ve geriye yavaşça kaybolan bir sıcaklık kaldı. Bu mu öyleyse hayat? Bir döngü mü?
Acıkmak ve doymak gibi uyumak ve uyanıp tekrar uykuya düşmek gibi... Kazanmak ve sonrasında yeni bir hedef bulana kadar kaybolmuş gibi yaşayıp yeni bulunan ile heyecanlanıp hareketlenmek. Kulağa hiç de akıl karı gelmiyor. Öyleyse nereden tutunmalı ve hayatı anlamalı ve yaşadım demeli?