Sizce yaşadığımız hayatın ne kadarı bize ait? Ya da daha basit sorayım: Hayatımızı ne kadar yaşayabiliyoruz kendi isteklerimize göre? İstediğimiz yerde istediğimiz zaman bulunabiliyor muyuz ya da istediğimiz saatte dışarıya çıkabiliyor ve özgürce eğlenebiliyor muyuz? İstediğimiz olanaklara sahip miyiz? İşimiz, evimiz, yaşam alanımız ya da günlük rutinlerimiz... Aklınıza gelebilecek her şey... Hayal ettiğimiz gibi mi?
Biraz düşününce bir şüpheye düşüyor insan. Gerçekten de kendi isteklerimi mi yapıyorum yoksa istediğimi zannettiğim şeyleri mi? Mesela istediğin bölümü mü okuyorsun? İstediğin şehirde, istediğin şekilde mi yaşıyorsun?
Hangisini yapıyorsun?
Kendi hayatını mı yaşıyorsun yoksa yaşamayı seçtiğini sandığın hayatı mı?
İnsanların bir kere yaşama hakkı vardır. Yani bir anlığına varızdır. İster yirmi yaşında olalım ister elli ya da seksen. Tek bir anımız vardır. Ve o an, tam olarak da şu andır. Yaşamaya değer bir şekilde değerlendiriyor muyuz bu hayatı?
Hayallerimizi, ideallerimizi, isteklerimizi hep gelecek üzerine kurarız. Bir yere gitmek istediğimizde gelecek zamanda bir güne erteleriz, hayallerimizi gerçekleştirmeye başlamak için mutlaka hep bahanelerimiz vardır. Her bir şey istediğimizde ya da hayalini kurduğumuz konuda bize engel olan durumlar vardır. Sosyal çevremiz, ailemiz, kültürümüz, değerlerimiz, ekonomik durumumuz, sorumluluklarımız... Sayılabilecek o kadar çok şey var ki engel olan. Ya da engel olduğunu düşündüğümüz.
Peki onlar gerçekten bir hayalimizi, isteğimizi gerçekleştirmemizde bize engeller mi yoksa cesaretsizliğimize uydurduğumuz kılıflar mı? Bir insan istedikten sonra her şeyi yapamaz mı? Bence yapar. İstedikten sonra her şey yapılır. Bize bizim dışımızda kim engel olabilir ki? Kimse.
Hemen şu an ölsek kaçımız istediğimiz hayatı yaşayabildim diyebilir? Kaçımız ben bunu çok istedim ve bunu yaptım diyebilir? Evet istediğimiz her şey olmayabilir. Hayatta herkesin her istediği olsaydı hayal kurmanın ne anlamı kalırdı ki değil mi?
Önemli olan çabalamak. İstediklerimize ulaşabilmek için çabalamamız bile yeterli. En azından uğraştık diyebiliriz değil mi?
Az önce bize bizim dışımızda kimse engel olamaz dedim değil mi? Aslında hayat o kadar da toz pembe değil. Sorumluluklarımız, değerlerimiz, inançlarımız, ailemiz, sosyal çevremiz... Her şey. Herkes hayatımızda belirleyici rollerin içerisinde olduklarını sanıyorlar. Herkes hayatımızı yönlendirme, bizleri rollerin içerisine sokmanın peşinde. Kurulu bir düzen var toplumda, çevremizde bizden beklenilen o düzene ayak uydurmamız. Asıl sorun tam da burada başlıyor işte. O düzene ayak uydurarak kendi hayatımızı mı yaşıyoruz? Bizim bir hayatımız var mı?
Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim...