Utanç, öfke ve korku peşimizden gelen en yüce şeytanlarımızın başını çeker amansızca. İnsan utanmaktan usandığı zaman gerçeklerle alay etmeye başlar. Öfke gerilmiş bir zemberek gibi hep bekler insanı bu durumda ise kendini kontrol etmek anlamsız bir savaşa dönüşmeye başlar. Ama saydığım şeytanlardan en kötüsü ise korkularımızdır. Hayatın gerçeklerinden korkmaya başladığınız zaman en korkunç senaryoyu aklınıza getirirsiniz ve var gücünüzle onlardan kaçmaya başlarsınız. Ama hayatın gerçekleri bir cellat gibi sizi arayıp yakaladığında ise sadece donup kalırsınız. Korku içinizi tüketip mantığınızı yemeye başlar, olabilecek her şeyin en korkunç halde gerçekleşmesi durumu sadece ne kadar çaresiz olduğunuzu göstermekle kalmaz aynı zamanda kayıtsızlığın verdiği güçsüzlükle sınar bizleri.