Gözlerini açtığında hiç bilmediği bir yerde uyandı. Nerede olduğunu, kim olduğunu bilmiyordu. Tabula rosa. Nereden gelmişti buraya? Sağ tarafı masmavi, sol tarafı yemyeşil ağaçlardan ibaretti. Sağa baktığında gökyüzüne bakıyor gibi hissetti bir an. Bir ağaç yaprak doluydu. "Burası çok güzel" diye mırıldandı kendi kendine sağ tarafa bakarken. 


-Geldiğin yer de güzeldi.

-Nereden geldim?

-Dünyadan.

-Neredeyim ben?

-Nerede olduğunu ancak sen bilirsin. Ben söylersem ancak söylediğim yerde olduğunu sanırsın. 

-Kimsin sen?

-Sen.

-Ben kimim?

-Ben.


Hazal şaşkın şaşkın etrafı izliyor, nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yerde oluşan su birikintisine baktığında yansımasını görüp ne kadar güzel olduğunu fark etti. Konuştuğu sesin kim olduğunu düşündü ancak nasıl bilebilirdi ki? Sadece ses ile konuşuyordu. Ben olduğunu iddia ediyor, hay Allah'ım...


-Hatırla. Bizim neden burada olduğumuzu hatırla. Kimin bizi buraya gönderdiğini hatırla...


Hazal baktığı her ağacın yaprağında hayatından bir anı görüyordu. Kendisi olduğuna emin değildi. Baktığı yaprakta okula başladığı ilk günü görüyordu. Yaprakta etrafa saniyelerce bakan küçük kız kendisiydi. Kendini yapraktaki küçük kendisi gibi etrafı izlerken buldu. Yaprakların kendisine ait olduğundan artık emindi. Yaprağa dokunduğunda o ana gidebilir miydi? Yapmadan bilemezdi. Peki bu binlerce anıyı ne yapacak? Tek tek hatırlamak zorunda mı? Ya kötü anılar varsa? "Her şeyi hatırlamak istemiyorum ki." Başka bir yaprak düştü önüne, yerden eline aldı yaprağı. Yaprakta ağladığını görüyor ancak ne için ağladığını göremiyordu. 


-Neden ağlıyorum? 

-Zavallı biriydin sen.

-Sensin zavallı!


Delirmiş gibi bütün yapraklara bakmaya başladı. Birinde kaçıyor, başka birinde sokakta uyuyordu. Ne yaşadığını, nasıl yaşadığını bilmek için bütün yapraklara bakmak zorundaydı ancak son yaprakta tecavüze uğradığını, direnirken bıçaklandığını ve kendi kanıyla yere "sonunda başardım" yazdığını görünce vazgeçti. Sonunda başarmıştı. Ölmeyi başarmıştı. İnsanlar neler başarıyor böyle...


-Hiçbir şey hatırlamak istemiyorum.

-Nerede olduğunu anladın mı?

-Ölmüşüm.

-Evet. Öldün. Ben de seninle birlikte öldüm.

-Sen kimsin?

-İnsanlık.