Güzün dökülen yapraklarla

Kışın yağan karın arasında kaldım

Kendi tüylerine kıyan kanaryayım

Saçlarım demet demet çöllere dökülüyor

Dallarım çırılçıplak görünüyor artık


Hüzünle tebessüm etti

Gülümsedi

Bir cevap vermedi


Kalbimin kırılışı dışardan duyulurdu

Gerçekten incindiysem

Can kırığı olarak derime batardı her biri

Daha derine indiğinde kırık sesleri

Kuru yaprakların üzerine basmak gibiydi

Fırından yeni çıkmış ekmek kokardı güzlerim

Fabrika bacası kokusu alıyorum şimdi


Hüzünle tebessüm etti

Gözleri geçmişe gitti

Bir cevap vermedi


Susuzluktan çatlamış toprakla

Fazla sudan taşan çayın arasında kaldım

Parmak uçlarımda yürüsem de

Su boyumu aşıyor

Çölden ayaklarımla geçtim

Çayda ayaklarımla batıyorum

Hipotermi geçirdim geçireceğim

Bir nevruz ateşi arıyorum yüreğimde

Mevsime rağmen bulamadığım


Hüzünle tebessüm etti

Gözlerinden anladığına dair bir ışıltı geçti

Bir cevap vermedi


Galaksiler şahidimdir ki

Bir gelincik kadar kırılgan olmadım asla

Neden olduğun hazan zayıflattı

Maddesel olmayan bedenimi

Vazolara konulup solmaya mahkum edilmiş

Ölü çiçekler kadar kırılganım şimdi


Yüzüme baktı

Hazanla tebessüm etti

Ben de önünde oturduğum sandalyeden kalktım

Yatağıma gittim

Her gün tek taraflı sohbet ettiğim bu beyaz duvardan

Bugün de cevap gelmedi