Sevgili günlüğüm; izninle bugünümü sana değil, sevgili lise arkadaşıma anlatmak istiyorum:
Seninle lisedeyken kitaplarımızı birbirimize vermiştik.Ben o dönemler en sevdiğim kitap olan Kürk Mantolu Madonna'yı sana vermiştim. Sense bana Küçük Prens'i vermiştin. O zamanlar elimde nasıl bir hazine tuttuğumun farkında bile değildim.İtiraf etmeliyim ki içimden ' Hayırrr , ben kendi kitabımı geri istiyorum, o benim için çok değerli kimseye veremem.' diye bile geçirmiştim. Ne kadar da paylaşımcı bir düşünce ama(!) Sonrasındaysa kitaplığımda bir köşeye koymuştum hiç okumadan.Kendimi eleştirmem gereken noktalar yükleniyor... Fakat bir gün birdenbire o kitabın hala kitaplığımda olduğu aklıma geldi ve okumam gerektiğini hissettim.Sanki okunmak için doğru anı beklermişçesine orada duruyordu. Ve nihayet Küçük Prens'i bugün bitirdim.Böylece artık yüzümü her döndüğümde gülen bir kitabım oldu.Bu armağan için sana çok teşekkür ederim.