Güneş dolmasın içeri
Yalnızım bugün
Perdenin belirsiz desenleri düşüyor halıya
Hep ışıklar yüzünden
Kafam karışıyor
Kendimle arama girmiş
Herkesi düşünüyorum
Ne kadar aydınlıksa oda
Ben o kadar üşüyorum
Buraların yabancısı değilim aslında
Her mevsim bu yoldan geçmişliğim var
Özellikle baharın sonu, yazın başı
İstanbul civarı
Bir gün yağmur düşüyor toprağa
Bir gün kavuruyor etimizi sıcaklar
Göğe dayalı bir merdiven korkuluksuz
Üzerinde korkusuz insanlar
Gözlerine fer düşüyor ancak cemre düşünce
Tohumlar çatlayınca düğümleri çözülüyor kalplerinin
Bağ kurmak böyle bir şey mi?
Böyle mi ısınıyor insanlar?
Demek ki bu yüzden içim buz tutmuş
Bünyem alışık değilmiş, onu anladım
Dolup boşaldıkça sokaklar
Yine yalnızlığımı hatırladım
İnsanların yüzünde belli belirsiz bir neşe
Heyecana katık edilmiş hafif bir telaş
Onlar koşuyorlar bilindik yerlere
Benim ise adımlarım yavaş
Ve sert esiyor rüzgâr
Yüzüme çarpıyor savaşlarımı
İnsan olmaktan gelen
Ve duymazlıktan gelinen
Tuhaf sesler misafirim
Bugün doğmasın Güneş
Lütfen
Hazır değilim