Bilmem kaçıncı cüzündeyim yaşamın,
Artık hafızı oldum bu acıların.
Kalbimi dağıtıp geliyorum bu vakitlerde
Afrika’ya, Halep’e, İdlib’e ve ülkeme
Ekmek arasından dökülüyor son kırıntılarım
Denk gelse bari diyorum içimden
Aç bir kedinin önüne.
Bir bayram sabahı daha geçti ömrümüzden.
Bir Karadeniz kentinde
Turşu gibi kavruldu yüreğim.
Çerçevede bana baktı kağıt kesiği gözlerin
Sesin bozuk bir kaset gibi,
İç organlarıma dolandı
Dibi tuttu tenceremde
Acı baharat kokusu yükselen
Mayası bozuk kelimelerin
Ekşimiş kalbinin.
Okudum asırlarca,
Bizden büyük inananı yoktu yalnızlığın.
Haziranı öptüm alnından
Tespihler yaptım ceviz kabuklarından
Saçlarım örülüydü yine iki yandan
Gül suyu damladı uçlarından
Gelmeyeceksen söyle
Kesip atayım balkondan.
Bir yeri kalmadı ezilecek
Siyahi yüreğimin.
Sen hem Afrikaʼm hem Amerikaʼmdın benim.
Istakoz olsam,
Vura vura parçalardım
Bir zamanlar beni koruyan şimdilerdeyse
İçine sığamadığım kabuğumu.
Yılan olsam bu yaz değiştirirdim derimi.
Ama bir toprağım ben,
Çürüse de söküp atamam
Bir zamanlar içimde köklenen hiçbir şeyi.
Hoş geldin haziran,
Seviyorum seni!
Fatma
2022-01-18T12:48:39+03:00Çok güzel 😍😍
r.ç
2021-05-28T20:58:36+03:00Biraz eski bir şiir olduğu için olabilir. Teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için 🍃
Aslı
2021-05-28T17:07:12+03:00Sizden daha iyi şiirler okuduğum olmuştu. Ancak şu kısmı sevdim:
“Istakoz olsam,
Vura vura parçalardım
Bir zamanlar beni koruyan şimdilerdeyse
İçine sığamadığım kabuğumu.”