Artık bir çocuğun yüreğindeki eğriliktir benim sevdam, şakaklarıma vurur ve orada buluşur ilmek ilmek.

Ben de okumuş bulundum Malta Yahudisinin kızdırılmış alevini, işte böyle tutuştu

uçurumlu sevdam

Ve artık benim de insanlarda bir mahzendir yüreğim, yıllanmış şaraba karşı.

Ve yuva yuvası kıstırılmış bir kuştur senin yüzün.

Yirmi pencereye dönük çiçek tazesi gözlerle.

Metamorforsis göçüğünde akıyordur gönül yaran hiç bitmeden tazeliğiyle.

Emzirir bir güz oyununu yazgısı ak mı ak mor tabancalı ağzın inceliğiyle.

Bir koruyucudur senin fikrin bana ve binlerce beyin fikrine.

Denizinin geçiş yolunu bulur parkalı sevdam seninle.

Rastlantılar üzerine tutuşur tütsümüz yüreğimin ufak yumurtalarında, yeşilliklerinde.

Taşırım yüreğini, kucakladığımız bir kuş tüyü gibi hafiftir, ince ellerimde.

Denizin açıklanması ve paslanıp toz yutması şimdi senden yana, sorumlu.

Kavganın ekmeği bizim yumruklarımızda karnını doyuruyor.

Güneşin en aydınlık saatlerinde elbette.