henüz,
bilmiyorsun daha da ileri giderken
içinde beliren tamahkâr mazi özlemini
gelmemiş sanki o günün en uzun gecesi
dilek tutmamış kayan yıldızla,
sabahlamamış o gözler,
beklememiş dua vaktini,
dua bekleyeni...
henüz,
bitmemiş hayalleri
kendi haletiyle cebelleşirken
yarını bekler geçmişi düşleyip.
geçmişin o acı lezzetini tatmakla mükellef olanların
o bildiği vakitte
o bildiği zannı ile
henüz uyumamış korkusu,
uyandırmaya gelen henüzleri ile
gelmiş rüyasına son defa
bu sefer anlamış rüyada olduğunu
salıvermiş tüm gerçeklerini
kurtulmak istercesine
henüz,
beklememiş vaktin gelmesini
girmemiş ısıtamadığı yatağına
yanmış bir sigara tütsü niyetine
tamamlanmamış geçmiş
yalın ayak geleceğe
henüz uyumadım demiş.