henüz seninle çekilmiş bir fotoğrafım yok,
oysa ihaneti mendil, seni sır gibi ceplerimde saklardım.
avuçlarımdan kaçıp anneme ulaşmayasın diye
her gün her gece ağlardım.
henüz seninle çekilmiş bir fotoğrafım yok,
oysa sabahları, gün aşırı, batımüzre ateşlenmeyi bekleyen fitiller gibi.
yakalarıma bulaşan barut, çingenelerin ellerinde sur,
sokaklarıma bulaşmayasın diye, çöpçülere yalvardım.
henüz seninle çekilmiş bir fotoğrafım yok,
tarihsiz, mekansız, eğik yahut eskimiş harfler karşısında,
ne bileyim hiç açılmamış çekmeceler, reçeteler, ilaç prospektüsleri arasında.
bana ulaşırsın belki diye, vesikalıklarda yüzümü asardım.
henüz seninle çekilmiş bir fotoğrafım yok ölüm, -hepimiz ölecek yaştayken, bu genç yaşımda.