kendime battım.
öyle yakışmıyor ki yaşamak ellerime,
hangi aynaya dönsem hep aynı kalabalık
ve kendini sakınmaya meyilli bir taç utangaçlığı.
nerede mustafa'nın o güvercin temkinli, kaygısız küçüklüğü
şurada ırmakta yüzen bir yaprak gibi işte
kayıyor düşlerimin üzerinden,
elimi uzatsam tutarım belki
o ki her sabahın ışığını iplerle çekiyor penceremden.
kendime düşüyorum.
büsbütün dağıtmak için sisli düşüncelerimi,
bir balıkçı ağı gibi çekiyor sabahı kederime
yılgınlıktan, yalnızlıktan doğduğum
daha en başından belli,
henüz uyanılmış bir düşün yanılgısına mustafa'nın gözleri çekiyor beni.
beni yabancı sokaklarda tek başıma bırakıp,
içimi dilediğince bir söküp bir onaran
bir cenazeyi kaptığım gibi toprağa dikiyorum.
sonra o, orada kalıyor; ben, s/onsuzlukta.
Songül Uslu
2024-10-17T08:32:31+03:00Teşekkür ederim Server ve Meriç hocam 💚
Meriç Koç
2024-10-17T08:25:40+03:00O kadar güzel ifade etmişsiniz ki. Yazılarınız etkileyici. 🖤
Server Fethi
2024-10-11T12:26:13+03:00hissettim, teşekkürler