Yıllar geçtikçe dibe çökenler,
Yıllar geçerse beni de mi gömer?
Asırlara köklenmiş hatıralar,
Yerin altından uzanmış bana.
Hep aynı arzular, hep aynı şeyi amaçlar.
Sürüklemek için kıvranan kollar.
Sürüklenmek için tutmayan bacaklar.
Eskinin yıkımlarını,
Körüklemek için sıvanan kollar.
Hep aynı arzular, hep aynı şeye açlar.
Yıllar geçer ve çöker dizler,
Ait olduğu toprağı özümser.
Kararır toprak, kararır beden,
Işıkla yoğrulmuş, çürümüş kefen.
Nerededir bu arzular?
Hangi deliktedir bu mahlukat?
Yüzeyin altında,
Beslenir kainattan.
İstekleri aynı, arzuları aynı,
Eğlencedir onun için,
Tüm bu olanlar.
Hep aynıyı arzular, hep aynı şeye tapar.
O'dur bütün gözeneklerimde olan.
Hepimize saçılır, ölümü arzular.
Yıllar geçer ve artık ben,
Gömülürüm derinlerime,
Çekilirim kendi köşeme.
Beklerim sonsuzu.
Bekletir beni sonsuzum.
Hep aynı arzular, hep aynı yere mi kayar?
Derinlere kazınmış korkaklar.
Bu dehlizde,
Korku doludur emeller
Karanlığın dokusunda,
Yitip gidenlerin kokusunda,
O yine saatlerimi eller.
Eğlenir o zamanla.
Eğlenir o amansızca.
Ve gün gelir, belki benim de,
Benim de eğlenesim gelir,
Bu karanlıkla.
10 Mayıs 2024, Tarık Bilir