yol burada bitmiş

başka bir yere evrilmiş

kalbimizin kapıları birbirine kapanmış

-belki çarpılmış-

olabilir

ve fakat lakin

devam eden bir şeyler var aramızda sevgilim

halen ve şimdi


ayrılığımız gibi.

/

mühim bir not okur gibi dikkatlice

hep şüpheyle yaşamış bir gölge

merakımı mazur gören yüzündeki fotoğraf

ve kayıp unutulmuş eski bir

temmuz öğlen sonrası...


hiçbir şey yapmak istemeden

öyleyce geçen harcanan saatler

susmaktan sıkıldığında hep olduğu gibi

plajdaki cankurtaranla yaptığın

o uzun sahici

bazen yetmeyen sohbetlerin

can kurtarmış bir adamın

bazı kadınların sönük renksiz hayatlarına da

'bir can katacağını' düşünürdün hep sen

ben önce güler

sonra uzun uzun iç geçirirdim

'canı bağışlanmış' bir yalnızdım belki de bundan


rica ediyordum tanrıdan

son veda tarihi geçmiş aşklarımın vebalini

gelecek bahara bıraksın diye

hüzne sadık

yıldızsız gecelere müptela

ey kalbin durmadan atan

durmadan bağıran çarpıntıları!

kemanla mı uğurlansın bu yaz henüz temmuz kıyısında


sanırım bir başka anlamı daha yok

ayrılık sözcüğünün

zaten ayrı olanlara

miş'li geçmiş bir makamda.