Her gece ölebilmek de kolay değildir. Ağır ağır, kan kusmaktan daha da beter bir kan kaybı hisseder gibi, gecelerin yerini sabaha teslim etmesini beklemek de kolay değildir. İçtiğin sigaradan, kafanı azıcık rahatlatsın diye yudumladığın içkinden tat alamadığını, hayatındaki zevklerin birer birer yok olup yerinin acıyla kavrulmuş bir yaraya dönüştüğünü hissettiğinde de anlarsın ölmeye başladığını. Herkes seni olmadığın biriymiş gibi göstermeye çalıştığında, artık kendini anlatmaya takatinin kalmadığını görmek de hissettirir o ölümün soğuk tarafını. Kolay değildir her gece ölmek. Yürek ister, cesaret ister hatta çok fazla şey kaybetmeni ister. Her gece ölen insanların cesareti, bir kere ölenlerden daha da fazladır. Bilirler çünkü o sabahın bir gün onları da dirilteceğini. Usulca beklerler dirilmeyi. Ve hep bilirler dirilip yeniden yaşama tutunmaları gerektiğini. İşte o cesaret, o umuttur onlara bu gücü verebilen.