Bir sanatçının yaşarken ölümlü ama öldükten sonra ölümsüz olması gibi, kendi kaçınılmaz sonuma meydan okumak için bir eser bırakacağım şimdi. Bunca zaman tarafınca sınırlandırıldığım gerçeklik algım bambaşka bir forma geçmeye başlamışken yapacağım bunu elbette, belki iyinin ve kötünün ötesinde bir şey bulurum. Gözlerimi sımsıkı kapatacağım, daha net görebilmek için.
Her şey oldukça güzel. Kahretsin ki hesabı hala kesilmemişler ara sıra önümü görmemi engelliyor. Fakat elbette yolumu arıyor olmam kaybolduğum anlamına gelmiyor, bu eseri yapacağım. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. Gerekiyorsa eski gerçeğin cenazesine gidecek, bu öldü diyeceğim; ölümünü meşrulaştıracağım. Sonra, yaşam oburu olacağım. Evet, yaşama yakın duracağım. Gidilmiş yolda ilerlemenin rahatlığını pazarlayanlardan da uzak duracağım tabii, onlar yaratıcılığımı öldürüyor. Henüz anlaşılmamış düzene kaos demelerini, çaresizlik yüzünden kaybolan anlamları sindirmeyeceğim içine bu eserin. Bu eser bambaşka olacak. Eskinin yerine ne koyacağını bilememekten kaynaklanan değişim korkusunu duymayacaksınız bu kez satır aralarında. Varoluştan iz almak yerine evrene kendi izini yayacak bu yüce eser. Her şeyi değiştirecek. Yaratıcısının karşısına çıkma cesareti gösterecek, ben buyum diyecek. Sizler onu okurken, yarısında veya sonunda mı olduğunuzu idrak edemeyeceğiniz kadar bütün olacak. Kesinlikle bu eser, kafada yanlış kodlanmış birkaç şey, birkaç travmadan ibaret olmayacak. Hepinize hitap edecek fakat bunu yaparken, duygu tacirliğine izin vermeyecek. Nasıl hissetmeniz gerektiğini size dikte etmeyecek kadar kudretli olacak. Arzular üstüne arzulardan uzak, en duru haliyle karşınıza çıkacak. Bu benzeri dahi olmayan eser beni ölümsüz yapacak. Evet, şimdi bu eseri yapacağım.