Kendinde ve çevrende senden bağımsız gelişen her olayda hakimiyet kurma isteği insanı işin içinden çıkamadığı noktaya getiriyor. Gidişatı belirleyemediğin yerde öyle bir sıkışıp kalıyorsun ki sanki sadece ruhen değil fiziken de kafese kapatılmış gibi hissediyorsun. Her şeyi akışına bırakmalı şeklinde gelen sözde rahatlatma politikaları asla etki etmiyor benliğine. Sanki sen kontrol edemezsen hiçbir şey olması gerektiği gibi olmayacak hatta dünya bile dönmeyi bırakacak gibi bir çaresizlik bulutunun içinde ilerliyor günler. Ne sen hayatta ileri gidebiliyorsun ne de çevrene bir nebze olumlu bir olgu katabiliyorsun. Bu noktada eskiden olsa başka insanlara yararım dokunamıyor diye çıkmaya çalıştığım yerden artık kendim için de çıkmaya çabalıyorum. Kendine yardımı dokunmayanın başkasına hiç dokunamaz ne de olsa...