bir rakı masasındayız,
benim gülümün solduğu akşam.
öyle oturuyorsun karşımda
sade ve oyunsuz.
insan sana bakınca,
bir ömrü sayrı bir yatakta da geçirse
seni sevdikten sonra gam yemezmiş gibi geliyor,
insan sana bakınca,
dünya birden ayağa kalksa
seni sevdikten sonra ölmezmiş gibi geliyor.
bir sözün insanı fizandan döndürür
bir sözün insanı uçurumdan iter
bilmiyorsun
suskunluğun sakilere taş çıkartıyor
ağzından çıkacak tek laf beni kristalleştirir
ama yine de her şeye rağmen
bunlar iyi günlerimiz,
aklında tut sevgilim bunlar daha iyi günlerimiz.
daha hiç bağırmadık
ve daha hiç haykırmadık sevdiğimizi
şimdi böyle sakin sakin oturuyoruz bir deniz kıyısında
bir gün dalgalar bastıracak,
belki arkada kıyamet kopacak,
üzülecek, ağlayacak, belki bir daha toparlanamayacağız
ama senin enkazının bir gül bahçesinden ne farkı var?
senin dikenlerinin anne kucağından ne farkı var?