Kavuşmalar olduğu kadar vedalar da vardır bu hayatta. Her yeni başlayan gün ay ve yıldızın vedalaşmasından doğar. Yaprağın ağaca olan vedasından mevsimler doğar. Dokuz ay boyunca bedeninde bebeğini taşıyan annenin vedasından yeni bir birey doğar. Her uykudan uyanışımız diğer aleme bir vedadır aslında. Peki veda ile elveda arasındaki fark var mıdır? Varsa eğer her veda bir elveda mıdır?


Veda, her anımızda olan olgudur aslında. Bir duygudan diğer duyguya geçerken eskisini uğurlar, yenisini karşılarız. Ancak elveda kolay kolay denilemez. Denildiğinde de geri dönüşü olmaz. Elveda denene kadar birçok veda yaşar aslında insan içerisinde. Her hayal kırıklığı parça parça elvedaya hazırlar insanı. Vedalardan sonra yeniden doğabilir güneş, yeniden konuşabilir insanlar ve yeniden sarılabilir aşıklar. Ancak elveda gelmişse bir kere dilin ucuna, geri dönüşü yoktur. Ay, güneşe olan vedasını elveda ile süslerse dünya için bu bir kıyamet olacaktır. İnsan insana veda etmişse bu da bir kıyamet etkisi meydana getirecektir. Aslında elveda boynu bükük bir teslim oluştur, bundan sonra çabalanmayacak oluşun kesin dile getirilişidir, kaderin galip gelişini bir köşeden izlemektir. Kader gayrete bu kadar aşıkken insanın insana olan elvedası kaderle gayretin de vedası olacaktır. Son vedanın adını elveda koydum demiş sanatçının birisi. Biz de vedalar elvedanın alt kümesidir desek hata etmiş olmayız. İnsan sevdikleriyle hayattayken birçok kez vedalaşır ama ölürken son kez elveda der. Bu yüzden bitiricidir elvedalar, heybetlidir, ağırdır.


Hayatımızın gerçeği ölüm denilen en kesin elvedadan önce sizi yıpratan her ne var ise vedalaşın. Vedalaşın ki güzel bir elveda sığdırabilin bu kısa hayata.

Kalın sağlıcakla...


Not: bu bitiriş bir elveda değildir.