Her zaman yalın ayak yürüdüğüm evime, yürüme seslerinden rahatsız olduğunu söylemek için gelen alt komşum şimdi neredeyse kulak zarlarımı patlatan bu çığlığıma sanırım sağır kesilmişti. Oysa tam pencereme kadar uzanan ağacın dallarında tek bir karga bile kalmamıştı. Acaba yürüme seslerimden rahatsız olduğu için mi beni bu şekilde cezalandırıyordu? Üzerime çıkıp tepinmekte olan bu adam yüzünden neredeyse felç geçirmekte olduğuma seviniyor muydu? Çığlığım farklı bir frekanstaydı belki de, hayvanların işittiği ama asla herhangi bir insanın işitebileceği frekansta değil.
Çektiğim acının asıl sebebi şu an üzerime çullanmış olan bu adam değildi, alt komşumdu. Aslında herkesin acıları hep alt komşular yüzündendi ya da üst komşular. Her yürümemizi fark eden, pişirdiğimiz her yemeğin kokusunu alan hatta belki kulaklıkla dinlediğimiz müziğin sesini duyan, acımızı işitmeyen, bağıra çağıra ağladığımızı duymayan, vücudumuzdan akan kanın kokusunu almayan komşularımız.