"Böyle öğrendim ben insanları ağaçlar ya da kayalar gibi görmeyi, onlar hakkında düşünmeyi, onları o sessiz çamlardan ne daha az saygıdeğer bulmayı ne de daha çok sevmeyi."

"Yüzünde maske taşıyan değişken insanın, doğada büyüyen her varlığa ciddiyetle bakmaya başladığı anda ürkmesi kaçınılmazdır."

"Her ağacın tek başına yaşadığını, kendi özel biçimi, kendine özgü gölgesi olduğunu görüyordum. Münzevi ve mücadeleci yapılarıyla dağların yakın akrabalarıydı onlar, zira her biri, en azından dağların daha yukarılarında yetişenler, hayatta kalmak ve büyümek için rüzgar, iklim ve kayalara karşı sessiz, çetin bir mücadele veriyordu. Her biri dayanmak, toprağa sıkıca tutunmak zorundaydı, bu yüzden de her birinin kendine has duruşu, özel yaraları vardı."