Walk in different paths, in my head. I create roads for you and me. I encounter obstacles, bridges, and reaching thresholds. I'm adding parterres and removing train tracks. And the end of every road tells me that the step I took was the right one. Being the person who says goodbye at the crossroads. Our future is all mapped out ahead of us.
Despite all this, I place benches for us next to the paths of my mind. We sit and talk until one of us gets up and goes his/her way. The mistake we made, made by people and their words, was to believe that every love story must include love. Ours was about amity and our shadows, that's what made this story real. I don't know what humans are made of, but we are made of the same light. That's why I couldn't give you my love, I could only give you my shadows.
So while we share our hearts with others, let's sit by the canal and stone the rats, like two lost friends.
Çevirisi;
Zihnimde bir çok farklı patikadan yürüyorum. Sen ve ben için haritalar çiziyorum. Engeller ve köprülere bakıp eşiklere geliyorum. Çiçek bahçeleri ekledikçe tren raylarını çıkartıyorum ve her yolun sonu bana kararımın doğruluğunu gösteriyor; Yol ayrımında veda eden kişi olmak. Bizim yollarımız çoktan şekillenmiş.
Tüm bunlara rağmen yollarımın yanına banklar koyuyorum. Oturuyoruz, konuşuyoruz. Birimizin kalkıp gitmesi gerekene kadar. Yaptığımız hata, insanların sözleriyle yaptırdığı hata, her aşk hikayesinde aşk olması gerektiğine inanmaktı. Bizimkisi dostlukla ve gölgelerimizle alakalıydı ki onu bu kadar gerçek yapan da buydu. İnsanlar neyden yapılmıştır bilemiyorum ama biz aynı ışıktan yapılmışız. Bu yüzden de sana sevgimi değil ancak gölgelerimi verebildim.
O yüzden kalbimizi ve sevgimizi başkalarıyla paylaşalım ve biz ikimiz iki kayıp dost gibi kanalın kenarından fareleri taşlayalım.