gece uzuyor: sonsuz, bitimsiz
pencerelerden sızıyor kaygı.
gece uzuyor: ağrılar ve sıcak
yangından sonrasıyım bir evin,
cenazeden sonra mezarın başındaki son kişi
ben: terk edilmiş herhangi bir yerim.
-tam şu an
korkunç görünüyor ay
bulutlar ardından
ve beyaz ve kül rengi ve pencereden yarım-
seni topladım çiçeklerden
dildim portakal ağaçlarını parmaklarımla
kokun yayıldı turuncu ve dehşet
eteğin yırtıldı yatağımda
ve çıplaklık hiç olmadığı kadar soyut
önce öptük birbirimizi, uçarı; ayıp
sonra soyunduk ruhumuzdan
bir bütün olduk ayrı ayrı.
-tam şu an
allah ve devlet
ve bitmeyen bir bulantı
işaret parmağımda salınan künyem
sonsuzluk önümde
ben hiç olmadığım bir kentteyim-
yaşamak: keder
ölmek: geride kalana kahır
en iyisi yalnızlık
ve beklememek güzellikleri
oysa ben ne zaman elimi uzatsam güneşe
el verecek sanırım
yağmur boşalacak sarılığından
gökyüzüne bakınca içim açılır halbuki
ama bu bıkkınlık
ama "beş buçuk, kalk"
ve palaskam altında mosmor çiçekler
bitmiyor sanki tan atımı
seni bana getirecek yollar
bitmiyor; kötü bir sonsuzluk gibi.
Sena
2021-10-20T22:58:01+03:00Çok beğendim, kaleminize sağlık.