Ne severdin beni, biliyor musun?

Adımı ezberinde değil en sevdiğin şeylerin de yücesinde bilirken

Sağanak yağış gibi gözyaşlarını varlığımla silerken

Kalbini çöller gibi kurutmayı seçmeseydin güzlerinde


Ne olabilirdi bir duysaydın.

Tenimde en tatlı zevkim olurken

Kulaklara sahip her canlının duyacağı seslerim taşarken

Sesli bir kitap olmamayı yeğlediğin gibi susmasaydın derinlerinde


Ne olabilirdi hiç düşündün mü?

Düşlerimizi bir arada uyuduğumuz kanepede görürken

Kayda değer dokunuşlarla saçlarımı okşarken

Gizli bir hiç olmayı yeğlediğin gibi olmasaydın cehennemimde


Ne olurdu görseydin, hiç hayal ettin mi?

En sevdiğim yüz olmanın şansına erişirken Satır satır okuduğum gözlerinde şiirler bulurken

Renkli bir filme siyah beyazlık vermeseydin hislerinde


Ne kadar gülerdin, hiç düşünemezsin.

Aptallığımla kendimi sana zeki göstermeye çalışırken

Dizelerce yazdıklarımın gölgesinde seni izleyip uyuyakalırken

Gözlerimi doldurmasaydın kimsesizce akıp taşan nehirlerde


Nasıl sıcak olurdum, dokunabilir miydin?

Ellerim bir çiçeğe uzanıp sana dönmüş yüzümle gülerken

Hisleri toplar çıkarır her seferinde seni bulurken

Ellerini bir kumun akışı gibi akıtmasaydın uzaklara her elemde


Seni kimseyle değiştirmek istemedim bilmiyor muydun?

Olduğun gibi uzaklığınla yüreğimi kavururken

Her ne kadar uzaksan da seninle yol alırken

Sezdiklerimi gizlemeseydin okunduğunda yalanlarla yüzünde


Suların akışı gibi süratle sana akışımı durduramazdın.

Seni ezberime alışımın izinde sürüklenirken

Yaz, kış farketmeden sıcak ellerine sarılırken

Akıntıları boğmasaydın kilitli yerlere ulaşırken yeryüzünde


Kalemler yetmez, silebiliyor musun?

Kimse benim gibi yüzünün inceliklerinin resmini çizemezken

Vücudun tüm sıcaklığıyla karşımda, gözlerini bana dikmişken

Yazdığın terk edişleri üzerimize savurmasaydın, bir hissettiğimizde