Şimdi nereye gitsem, ne yapsam geçer bu içimin titreşimleri? Üstüme titreyemiyorum. İçimdeki şeyleri gittikleri yerden geri getiremiyorum. Yeni şeyler var edemiyorum. İçimdeki kocaman boşluk beni kendisine çekiyor. Direnemiyorum. Sonunda hiç olmaktan korkuyorum. Bu hiçlik ne Mevlana'nın ne Yunus'un ne de Hoca Nasreddin'in hiçliğinden. Bu hiçlik gerçekten var olmamışçasına oluşacak olan hiçlik. Düşünmek, yaşamaktan daha çok canımı yakıyor. Fizikseli andıran ızdıraplar veriyor. Sanki her an, her saniye terk ediliyormuşçasına sancılar... Belki de bir ihtimalle, bir parçam an be an beni terk ediyor ve ben bunu göremiyorum.










10/04/2020