şu kırlarca gülümseyen elleri

doğa seninle dolu, açmış gülleri

topla gel ayrık bütün nefesleri

şenlensin, türkü olup dillensin


erişmekse muradı bir heceye

pervanenin suçu nedir


dön bana ruhumuz dönsün

şeylere içkin baş dönüşüyle

var olmak ne hoş, dön bana

ten şevkle eşlenmeye doysun


kulakları kiralanmış bilmez

içinde özgür bir nefes duymaz

çatlak yok ki hiç duvarlarında

istese de ışık içeri sızmaz


ateşlerine de yandım, dese

pervanenin suçu nedir


abıhayat geçse ellerine

çeşme başına oturmuş

ölü softanın işi nedir

açlığı körüklemek değilse


ya baskı ne için güneşim

dillerini kimler susturdu

yaşamın en doğal kaleleri

saklanmışsa öte dünyalara


günah bürüyen aç gözlerin

denetimli gözetimi neden

sömürüden, tahakkümden

ilahlaşan arzudan değilse


yanmaktan çekinmeyen, masum

pervanenin suçu nedir


dön bana ruhumuz dönsün

vallahi ben seni sevdim

var olmak ne hoş, gül bana

tin gözlerinde beni bulsun


dışta övgü dolu sözlere bak

gül bahçesi der yarım yamalak

demek gülleri bile çit altındadır

ya anahtarı kimin elindedir


anahtarı geçse ellerine

zincirleri boynunda otururdu

ölü softanın nedendir korkusu

hiç yaşamamaktan değilse


dön bana ruhumuz dönsün

eller tutuşsun, ayrılıklar dinsin

kaldır bakışların sevi bulsun

güzel hiç düşünmez misin


ateşlerine de yandım, dese

pervanenin suçu nedir