Sadece birkaç mutluluktan kısa kesilmiş bir konuşmayla girmek isterdim cihanın var olan bütün var olduğum meclislerine
Ama sürekli "amalarla" bölünüyor mutluluklarımız
bir anda konuşmayı yarıda kesiyor anılarımız
Tam 987 kilometre, asfalt yolda giden bir birikmişlik otobüsünde
başımız manzarasına yaslı
Camından yansıyan aslımızın gözleri yaşlı
Yavaş yavaş karanlıkları yara yara yürüyor tekerlekleri
Ne zaman bir yola koyulsam, geçsem şu belirsizlik dehlizlerinden
Valize koyduklarımın ağırlığıyla yol almış, hayat beni taşımış
Ben yolları taşımışım
Kimseler de kalmıyordu aslında şu ömür yolculuğunda
Sürekli bir durakta birileri iniyor
Sürekli birileri selamla giriyor içeriye
Sürekli birileri "hiç tanınmamışlar" durağında iniyor
Hayat muavini bir kişinin yine yükünü indirip arkada bırakıyordu varlığını
Hiç gelmemiş gibi gidiyordu gelen
Ben de unutulmaya
Hiç tanınmamaya
Hiç pahasına satılmaya
Varlık cisminden çıkmış kervana katılmaya
gidiyordum
Ama garip hala hissediyorum kalbimi
Gözyaşlarım hala ıslaktı
Hala sabahın toprak neminden esen meltemin kokusu vardı burnumda
Bir aralar
Ölmeyeceğimi zannederdim hep; hikayem bitmez, satırım noktalanmaz, ben zamana karşı güçlüydüm o zamanlar arşı delecek kanatlarım
"Sizi seviyorum" nidasında bir halim vardı
Tabii o zamanlar boyum pencereden dışarı bakmaya
Aklım karışık olan ayakkabı iplerini bağlamaya yetmiyordu
Bu aralar
Büyükler boyu yettiği pencereden aşağı atlıyor artık
İpler artık yukarıdan aşağı boyunlara asılıyor
Artık herkes ağlıyor ama artık kimsenin gözü ıslak değil
Herkes çok acele ediyor "hiç tanınmamışlar" durağında inmek için