uzaklar şefkat dolsun, bulutlar saklı

bahsedilmesin alçak tavanlardan

bir şeyler var yanlış duran

yoksa bu dalga, bu yaprak, bu rüzgâr

neden testiyi böylesi hırpalar


bugün yokluk oynuyor şakaklarıma

dün asfalt vardı

yarın keşke

kusmak gelmiyor içimden yazık

yazık ki aldatılmak isterdim yarım bir gülüşle


takvimde bir veranda kıymık kıymık

üzerimin pası, sustukça sıçrayan hüzün

biz ki çok vedasız yıprattık dünü

tutuşsun en hoyrat halatı göğün

ırmakları boyuyorum hırsla bugün


yazı terk ediyoruz, kuru bir şeyleri

eklemlerimizden yetişiyoruz durmaklara

gömleklerimiz tenha, kuytular taşlı

namluda pişman ağrılı kurşun

çözünüyor şehrin hattatları


vaktiyle çarpıştı kubbeler, sıska

tozlar üfledim gizini ezmeden kimyanın

bir abdesti taşırdım, dört yanda musluk

nefes sarsın yüzümü

dürbünler ıska


hışımın inadı çıldırtıyor çarşıyı

dolaşıyor kemiklerime bir damar, şah

delirdiğime bulaşıyor mayınlara yalvarmak

bitiyor göğsüme yargıç

bismillah