Çok istemiştim bizden olsun. Allah biliyor kaç kere dön diye yalvardım, dua ettim. Gözlerimde keşkelerimin yaşlarıyla gezdim, kendimi suçlayıp durdum. Seni hiç düşünmediğim bir günüm olmadı benim. O bankta oturup kaç gün içtim sigaramı kalktım gittim de yokluğunla göz göze gelmeyeyim diye senin oturduğun tarafa kafamı çeviremedim. O sokakta da seni hatırladım, o kapıda da, o kaldırımda, o masada, o ışıkta, o yolda, o köşede de. Ben senin olmadığın bir şehirde seni yaşatmayı becerebildim de sen aylar sonra geri döndüğün yerde durabilmeyi beceremedin. Madem gidecektin o büyük büyük laflarla niye geri geldin? Kalbinde hiç mi yer yoktu? Niye biraz olsun sevemedin ki beni? Hiç mi bir şeyi hak etmedim? İki şehirde denedik, birinde bile mi en azından bir vedayı hak edemedim? Çok bir şey istememiştim ki senden. Sadece gitme istedim. O kalbinde ufacık yer edinebilmek için çırpınışımı keşke birazcık olsun görebilseydin. Hayatının kıyısına varayım diye kendimden vazgeçişimi keşke görebilseydin. Seni tekrar kaybetmemek için gururumu kaybetmiştim. Başkası yapsa önce ortalığı sonra o kişiyi yakıp yıkacağım hataları sen bana yaptığında seni kaybederim korkusuyla sesimi bile çıkarmamıştım. Değersiz hissettirdiğin geceleri, sevgini esirgediğin günleri görmezden gelmiştim. İki çift güzel sözüne sarılıp sana inanmayı seçmiştim. Sırf karşımda oturuyorsun diye mutluluktan gözlerimin dolmuşluğu var benim. Kendime bu kadar haksızlığı yapmaya haklı sebebimdin. Kaybettiğim için gece sokak ortasında hüngür hüngür ağladığım insandın çünkü sen. Sebepsiz gidişin için sana inanıp kendimi suçladığım, ağlayarak keşkelerimle boğuşurken nolur bana geri dönsün diye dua ettiğim doğru insandın benim için sen. Sen benim kabul olan duamdın. İçimde hep haklı çıkardığımdın. Dün gece ben seni savunacak tek bir cümle bile bulamadım. Ne kendimi avutabildim kalbimdeki yerine zarar gelmesini engelleyebildim ne de bir başkasına savunabildim de adının iyi anılmasını sağlayabildim. Öyle nefrete karıştın gittin işte. Elimi tutmasan da olur artık, gözüme öyle bakıp gülmesen de olur, kahkahanı bir daha duymasam da olur, saçımı okşamasan da olur, kokunu unutsam da, sana bir daha sarılmasam da. Hepsi yalanmış çünkü. Gözler de yalan söylermiş sen bana bakarken öğrendim. Ben bu hikaye yarım kalmasın istemiştim oysa sende bir hikayede yer alabilecek karakter yokmuş, görememişim. Senden hikaye değil anca kıssadan hissenin dersi olurmuş. Değmezmişsin hiçbir şeye. Sana olan tüm duygularımı kullanıp gittin ya sana yazıklar olsun demek yerine teşekkür edeceğim. Ardından söylenecek iyi tek bir söz bile bırakmadın ona da teşekkür ederim. Bir insan kendini ancak bu kadar bitirebilirdi. Sen olmasan ben seni bu kadar güzel silemezdim. Gitmesen ben yine en istenmediğim yerden vazgeçemezdim. Bütün yanlışlarına rağmen günün sonunda yine sana yenilirdim. Şimdi sana dair ne keşkem ne ihtimalim sadece içimde hayaline olan kırgınlığım kaldı. Bu saatten sonra sen benim başımı öyle bir öne eğdin ki dönüp arkama bakamam, nefretim öyle sağlam ki seni özletecek her bir anıyı yakar. Herkese savunduğum, doğru sandığım insandın; şimdi adını anacak yüz bırakmadın. Yüreğim özler de seni aklım kabul etmez. Artık seni istemenin savunulacak bir tarafı kalmadı. Yokluğun acıtmıştı da hiçbiri varlığındaki yokluğun kadar acıtmamıştı. Hani cümleler kurmuştun ya bana bu dünyanın altı üstüne gelse biz ayrılsak ile başlayan, bu dünyanın altının üstüne gelmesine gerek yoktu gece güne dönerken de sen bırakırdın beni. Gitmeyeceğim, güven bana dediğin gecenin sabahında son kez sarıldığımızı da biliyordum, yine bir vedayı bana çok göreceğini de. O yüzden o durakta arkandan ettim ben sana sessiz vedamı. Köşeyi dönene kadar her adımını izledim, gözlerimle uğurladım seni. Senin için harcadığım hiçbir günü geceyi, hiçbir duyguyu hak etmedin de keşke bir vedayı hak edebilseydin. Ben senin yokluğunda anılarınla seni var etmiş insandım. Şimdi var olduğun bir şehirde seni yok ediyorum. Sana yazılan şiirlerin, yazıların sonu hep görüşme umudunda biterken ilk defa kendine iyi bak ile bitecek. Dilerim hayat her zaman tıpkı kalbin gibi insanlar çıkarır karşına. Önün açık yolun benden uzak olsun. İkimizi el ele göremedi ya koskoca iki şehirden biri bile bize de yazıklar olsun.