Geçen gün aynada 

Bir yol yürüdüm 

Yorgun ve sonsuz bir yol 


Geçen gün kahvaltıda düşündüm 

Bölerken annem ekmeği ucundan 

Bölerken geceyi rüyalarım 

Neden bölünmez bir deniz ortadan ikiye 

Nerden bulaştım bu sonsuzluğun içine 

Bir kere başladın mı bitmiyor 

Yürümeye kalktın mı 

Bitmiyor diye 

Düşündüm, kızdım, üzüldüm


Geçen gün nereye gittim diye düşündüm 

Nerede o eski peçeteler

Ağlayacaklar vardı,

Anlayacaklar vardı,

Okunacaklar vardı 

Zaten bu köşeli şehirde 

Bir yerden bir yere giderken 

Nereye gittiğini bile unutur insan 

Kubbeler, yetişenler, yetişemeyenler 

O kadar çok ki diye düşündüm

Herkes birine benziyor 

Derken sıyrılıyor ucundan 

Bıçak gibi bölüyor birdenbire 


Nereye bakıyorum diye düşündüm 

Bu boyalı gökyüzüne 

Elim bir türlü değmiyor 

Ardında ne var ancak dışından bakılabilir 

Bir içine sığamadım bir dışımdan giremedim içime 

Ezan okunurken çağrılan küçük çocuklar gibi

Oyun bitti ve uyku vakti 

Yarın yeniden çıkabilmek 

Ve aynı oyunları oynayabilmek için 


Affet beni Allah’ım

Bölmek için denizi 

Buruşan parmaklarımın kızgınlığını da 

Sana atfettiğim için... 

Her sokağın aynı yolda farklı bir işaret 

Ve noktasız bir cümle ararken 

Anlamımı yitirdiğim için…

Biri beni üç noktaya benzetmişti 

Ben de düşürdüm sandım birini

İki nokta bir mesafe eder 

Açıldı aramız bu yüzden 

Benim yüzümden bile demeyeceğim 

Yüzüm de senden olduğu için


Her şeye benzeyen bir hiç 

Öylesine gibi geldi bana bu dünya

Affet mektubunu bu kadar geç okuduğum için

Okumak da güç yazmak da

Geçemediğim sınıfın bütün sıralarında 

Sana bir not bıraktım 

Bana bıraktığın gibi

Sakın bana bırakma beni.