yalın işlik çıkmış sığırcığa alaflı

teyda ordaki, ava meraklı

belde fişekler, sırtı pusatlı

Hıcıp didin mi akan sular durur


mahanneyi yufkaynan dürerler

paklayı koyuca bişti mi severler

turpu, soğanı yanına eftik iderler

Hıcıp didin mi akan sular durur


goyunluğun çocukları yancakcı

hidayet emmi gelirdi gapgacakcı

imamı esnafı doğuştan balıkcı

Hıcıp didin mi akan sular durur


fadimana çörek yapacakmış

depedeki fırını yakacakmış

içine hep kerpiç atacakmış

Hıcıp didin mi akan sular durur


gayya giderken tokuç ileğennen

şalvarınızı aman sıkı düğümlen

su gaynatıyor ayşa güğümnen

Hıcıp didin mi akan sular durur


elde yabaynan saman atarlar

yel olur tozu dumana katarlar

bazı davara verir bazı satarlar

Hıcıp didin mi akan sular durur


belde al kuşak pınara gider gelin

ister kına yakın, ister yaslı gelin

hiç bakmayın lafına sözüne elin

Hıcıp didin mi akan sular durur


teslik vakti konu komşu el ele

kasnak içine şu küreknen dökele

ya nastik, ya patik. olmaz kösele

Hıcıp didin mi akan sular durur


cennet yurttur Hıcıp değer bilmeli

küslüğü kırgınlığı gardaşlık silmeli

her an gülmeli hep hoş görmeli

Hıcıp didin mi akan sular durur


Enes Şal