Hayalet şehir diyor çalan şarkıda, hasret bu acıtıyor...
Acıları sindirerek gidenlerle, tek bir acıya yenilenler var hayatta. Aslında konu oraya gelene dek pek çok şeyi halletmiş güçlü bir ruh ama, kendine yenilmiş işte en sonunda. Kimimizi bir bakış, kimimizi bir söz, kimimizi bir veda yakar.
Çok daha fazlası sıralanabilir.
Nereye ait olduğunu sorguladığın anlar gelir?
Burası benim evim diyebilirsin belki, peki ya ev neye denir?
Zihnimiz çok fazla içerik biriktirir. Öyle bir tanesi hatra gelir ki; sigara yakınca veya bağıra bağıra şarkıya eşlik edince, hız yapınca, başka bir bedende nefes nefese kalınca, yarı ayık yarı baygın kalınca geçer sanırız.
Acıyla nasıl baş ettiğimiz kısmı çok farklıdır.
Bazılarına deli divane deriz, şen şakrak görünen de vardır.
Peki ya buz gibi bir ifadeyle duran donuk, duyguya kapalı bir yüz ifadesi? Bunu nasıl aşarız?
Yazarken ne çok noktalama ve imla hatası yapıyorum kim bilir?
Benim de kusurum bu olsun arkadaş.
Etrafımda ki duygu yoğunluğunu iyi gözlemlerim.
Kirpiklerinden okurduk sevdayı. Belki de ondandır.
Bir sevda kirpiğe sığar mı? Ona aitse evet.
Kıymetsizleşiyor; çoğu şey. En çok insan hayatı. Tabi duygular en başta.
Kim mutsuz kim acılı kim ipin ucunda? Bize ne ki!
Kendimizden başka umursadığımız kaç tane şey sıralarız? Sizin liste beş veya onu geçer mi?
Mektuplar yazılmış, tekrar tekrar okunan. Her okumada aynı hissin fazlasını veren.
Şimdi bağırsak duyulmuyor, sussak duyulmuyor.
Modern çağ diye adlandırdığımız çağ, size ümit veriyor mu?
Ne çabuk tükeniyor.
Bir sözle ödeşirmiş insan.
Güçlüğü beraber yenmek varken, zordan kaçmış hep insan. Kaçana tamam da kalana zor be.
Kalan hep kimsesiz. Kimse olacak cesaret ve yürek yoksa napsın haklı tabi.
Bölüşmek zordur, hem ekmeği hem kederi.
Üşüdüm, bu aralar çok soğuk Ankara.
Fazla sisli, ara ara yağışlı. Ruhum gibi.
Bir farkla; akmıyor artık gözümden.
Seni sorsam; kendimi sormuş hissederim.
Kendimdin. Kendimin ta kendisiydin.
Aralık çok buruk bir ay. Ortada kalmışlık hissi daha ağır basıyor sanırım. Yeni bir sene diyoruz. Tek bir senede kalıcak olması herşeyin en ihtişamlı halinin...
Acının en serti, umudun en yıkılmış hali, en huzurlu uykudan, saatlerce tavanı seyrettiren hislere...
Bazen etrafa bakıp sessiz sedasız bir köşede yürüyorsunuz. Tek yürüdüm sanıyorsunuz ama; tebessüm ettiren de aynı insan, kahretsin dedirten de.
Kuşlar ne şanslı diyesi geliyor insanın. Kanatları var ve uçuyorlar. Özgürlük hep kanatlarında.
Kanatları sağlam olanlaradır son sözüm.
Uçun. Umut daima mavide, mavilikte...