Yetim öksüz sevinçlerim; iç çekişlerimdeki depremlerden

Hangi dağ ova, hangi deniz dağ olacak? Bilemedim!


Dökülen yaprağın eylülüne inat

Bir can tende ruh buldu

Nasibinde yağmur rahmeti

Fıtratıyla ağıtlar

Ayrılığın acısını dünyanın rahlesiyle sundu!


Azatlıktan tutsaklığa merhale

Yürek sızısından anlar birikti

Zaman oldu yolculuğa

Hicretin başı ilk ezan okunmuştu

Çoktan kulağa…


Risalesi mağrur!

Ya kusursuz yazılmış o hakiki külliyat?

Yalnızlığında yaslansaydı damarına

İki katibi unutmasaydı

Günahlar yapışmayacaktı hırkasına…


*‘’Ey Rabbimiz!

Senden bağışlama dileriz.

Sonunda dönüş yalnız sanadır.


Ey Rabbimiz!

Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma!


Ey Rabbimiz!

Bize gücümüzün yetmediği yükleri yükleme!

Bizi affet, bizi bağışla, bize acı!

Sen bizim Mevlamızsın

Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et!’’


Ah!

Hicr-i ömrümü öğrettiğin duan ile tüketseydik!


İki kundak arası hicretti insan

Birkaç tahta birkaç çivi birkaç metre kumaş

Dünyalık birikintilerinden götürebildikleriydi

Ne işine yarayacaktı ki?

Burak’ını kazanmadan taşına

Okunsa da Fatiha!


*Bakara suresi son ayet Amennerresulü’den alıntıdır.