Hicran kucağında tuttuğum sırdaş
Çağlamış bulanmış durulmuş olsun
Sözüne sazına güven de yanaş
Kulağı ezelden burulmuş olsun

Boş kafa gezdiren seyyahlar gibi
Keşkülünün delik çıkmasın dibi
Ariften anlasın seçsin garibi
Hakikat yolunda yorulmuş olsun

Taban tepmiş olan gam kervanında
Dostunu konuklar tatlı canında
Koçlar gibi duran bir meydanında
Arslanlar yurdunda kurulmuş olsun

Gel dese de bakma alçağın aşına
Bir fırsat erer de kakar başına
Dostun namerd devrin mihenk taşına
Felaket pazarında vurulmuş olsun

Duysun aşkın elindeki rebabı
Okusun alnında çile kitabı
Neyzen gibi günahının hesabı
Mezara girmeden sorulmuş olsun