-Bu içimin sana karşı başlattığı bir göçtür, yansıması hüzünle karıştırılmış

yüzüne açtığım masum bir savaş belki de...-


Ben hicretsizim Huzeyfe,

aydınlığına karşı kaybolmuş bir bedeviyim.

Uzun ve soğuk gecelerde düşündüm ki,

hüznüm bu dünyaya ait değilken

senin ayak basmadığın kurak topraklarda yaşamak sevgime zulüm olur.

İnancım dağınık ve esrik iken

Allah ile olan tüm konuşmalarım

alnıma ve yanağıma

sadece mahcup yangınlar doğurur.


O yangınlar ki

benim avucumla dosttur.

üzülmediğim her gecenin

sabahında ellerimi

düşsel bir yalnızlıkla tetiklerler.

Ben çekilen her tetikte

aynaların karşısına geçer

Hz. Ömer ile ak düşmüş kalbime ağlarım.


-O Resulallah'tan bahseder,

iki mübarek dişinin Uhud'la kırıldığına gül dökerek ağlar, ben ise dişlerimi sıkar iki yüzlü ruhuma gözyaşı dökerim.

Yani benim Medine'de sürme çektiğim dualarım hurma ağacının altında

otururken onunkiler arşta meleklerle sohbet eder.-


Bu içimin başlattığı

yalnız bir göçte

kalbim duvaklanır Huzeyfe,

ellerim şarjör olur

her bir müşriğin alnının çatısına sertçe düşer.

Bu ötekileşmiş savaşta

ardımda ne kabilem

ne de meşalesini

omuzumda yakacağım bir kavmim vardır.

Seninle yürüdüğüm yollarda

kendi kendimi yakıp

yalnızlığımı gülistanla kaplı aynalara

yine seni ararken asmışımdır.


Senin o aydınlık yüzünde bir ihtimal vardı Huzeyfe,

Allah'a yemin olsun ki gözlerine bakınca acını göğsümde hissetmiştim

sanki bir mühür gibiydi

hazan gecesinde

diline döşenen gazeller.

-Ah ki senin o geceyle düşen yalnızlığında bile en çok ben ağlardım, elimi tutup kaybolduğun o merdiven altı soğuklukta Huneyn'e katılamamış bir inanan gibi pişmandım.-


Bize bıraktığın ipekten korkularımla

kaderimden utanıp

dantel çektim

kirpiğimin ucundaki

hüzünlü evsizlere ve yetimlere.

Kalbim ilk defa beni anlamayışlarına yıkılmadı, içimdeki o yılgın

ve ölü ezgi şarkılar tutturdu

cuma gecesi kırgınlarına

-Kırgındım, Bedir'de olmayışıma, Uhud'da iki dişimin kırılmayışına, anneme benzemeyen gözlerime ve senin beni anlayabilme ihtimaline karşı cebimde karanfil saklayışıma...-



Huzeyfe ben bu putlaşmış gönlümün kıblesinde beni her anımsadığında yüzünü bir şarkı gibi ararım.*