İnsanlar olarak, aslında tarihimizin en başından beri hikayeler anlatırız. Daha doğrusu “narrative” denilen, Türkçede tam karşılığı olmasa da “anlatı, öyküsel, anlatıma dayalı, hikayesel” gibi çevirileri olan fiili gerçekleştiririz. Narrative hikayesi olan, bir öykü anlatan her şeye denir. Biz insanlar olarak her şeyden önce sosyal yaratıklarız, insanlık tarihinde birbirimizle anlaşabilmeyi becerebildiğimizden beri öyküler paylaşırız. Günümüzde anlatı, karşımıza her alanda çıkıyor artık. Televizyonlarda, ilan tahtalarında gördüğümüz reklamlarda, gazetelerde ve internette okuduğumuz haberlerde, okullardaki ders kitaplarımızda, sosyal medya hesaplarımızdaki içeriklerde, hatta iş mülakatlarında… Anlatılarla karşımızdaki kişilerin veya hitap ettiğimiz kitlenin ilgisini çekmeye ve etkilemeye çalışırız. Bu içeriğimde de kısaca, hikaye anlatma sanatını Todorov’un öğretisi ile ele alacağım.

Öncelikle, bir sözcük ögesinin hikaye olabilmesi için anlatının cümlelerin özetinden daha fazlası olması gerekir. Yani bu ne demek, kısa bir örnekle göstereyim:

"Bebek öldü."

Bu bir hikaye değildir.


"Bebek öldü ve annesi kederinden yataklara düştü."

Bu bir hikayedir.


Bir hikayeyi temelinde anlatısal yapan öge, karşı-kitleye geçirdiği cümleden içerik olarak daha fazlasını barındırmasıdır. Edebiyatla ilgili önemli filozoflardan Tzvetan Todorov’un teorisine göre, bir anlatının beş adımı vardır: Equilibrium (Denge), Disruption (Bozulma), Recognition (Fark etme), Repair the Damage (Bozulmayı düzeltme) ve Equilibrium again (Dengeye dönüş).

Bu etapların ne olduğundan kısaca bahsetmek gerekirse;


Denge Etabı: İlk etabımız denge. Bu etap, ana öznenin standart şekilde rutininin devam ettiği andır.


Bozulma Etabı: İkinci etapta, ana öznemizin rutinini bozan bir durum oluşması gerekiyor. Örnek olarak: karakterimiz huzur içinde uyuyor, uyurken kulağında bir sinek vızıldıyor.


Fark Etme Etabı: Bu öznenin hayat akışını bozan durumu veya olayı fark ettiği andır. Karakterimiz vızıltıdan uyandı.


Bozulmayı Düzeltme Etabı: Bu, öznenin hikayede meydana gelen tüm sorunu düzeltmeye ve yönetmeye çalıştığı bir aşamadır. Karakterimiz kalktı, sineğe zarar vermeden onu yakaladı ve camdan dışarıya uçurdu.


Dengeye Dönüş: Son etabımız, öznenin hikâyede yaşanan tüm sorunları düzelttiği ve yönettiği bir aşamadır ve bu aşamada, karakter ilk hikâyede olduğu gibi standart rutinine dönebilir ya da hikâyedeki yeni rutini ayarlıyor olabilir. Karakterimiz yatağına geri döndü ve huzurla uykusuna devam etti.


Todorov’un bu kuramı, aslında biz fark etmesek de izlediğimiz çoğu reklamda, uzun metrajlı filmlerde, dizilerde, metin tabanlı içeriklerde, okuduğumuz romanlarda bile mevcut. Aklınıza gelen ilk Hollywood filmini düşünün, şimdi o filmi bu etaplara uyarlamaya çalışın. Genellikle uyduğunu, bir şekilde adapte edebileceğinizi göreceksiniz! Hatta bu teorinin artık ne olduğunu basitçe öğrendiğimize göre, bugünden sonra önümüze çıkan ve bir hikayeye sahip her şeyi bu kuramla bağdaştırabiliriz.


Todorov'dan da kısaca bahsetmek istiyorum. Hikaye anlatma sanatı için en önemli teorilerden biri olan bu kuramı ortaya atan Tzvetan Todorov, 1939 yılında Bulgaristan’da doğmuş, yaşamına Fransa’da devam etmiştir. Yapısalcılığın en önemli temsillerinden biri haline gelen Todorov, edebiyat kuramları üzerine çeşitli üniversitelerde dersler vermiştir. 2017 yılında ise aramızdan ayrılmıştır. 





Yazar: Nazlı Doğa Yula