Bu hayatta herkesin yaşamak için bir amaca başvurduğunu düşünürüm ancak benim için yaşamak hiçbir zaman hissetmek olmamıştır. Yaşamak ve hissetmek bunlar birbirine ne kadar yakın gibi gözükseler dahi aslında oldukça zıt kavramlardır, hissetmenin yaşamak gibi bir gayesi yoktur aksine bir insan kendini özgür bıraktığı müddetçe hisseder. Bazen öyle bir an gelir ki, sanki ellerini uzatsan o hisse dokunacak gibi hissedersin. (iyi ya da kötü fark etmeksizin.) Genellikle insanlar hislerinden kaçarak yaşamayı tercih eder, çünkü hislerini tüm açıklığıyla yaşamak onlar için dünyanın en ağır suçlarından birisidir. Ancak bilmedikleri bir şey vardır: ‘hissetmekten kaçtığı her duygu, bir gün mutlaka bir köşede onları yakalayacaktır.’ İşte benim için bunları hissedebilen insanlar gerçekten şanslıdır çünkü bu hayatta oluşabilecek en büyü korkuyu yenmiştir. Ve şunu unutmamak lazım, her hisseden yaşar ancak her yaşayan hissedemez…