İfade edemem...
Hissettiğim birçok şeyi anlatamam sözcüklerle...
Sözcüklerin kısıtlı tabiatlarıyla zincirleyemem onları...
İfade edemem birçok şeyi;
İçinden geçmekte olduğum süreçleri
Bulunduğum hâletiruhiyeyi
Hâlden hâle geçişlerimi
Kaybolmuş hissedişlerimi
Bu zamana kadar umut ve heyecanla diktiğim kuleleri kendi ellerimle yıkmakta olduğumu izleyişlerimi
Tekrar sıfır noktasına dönüşlerimi
Kendi gerçekleştirdiğim yıkımın enkazları arasında öylece oturup artık boşalmış olan o araziye bundan sonra neler dikeceğimi düşünüşlerimi
Düşlerimin bir bir yitip gidişlerini ve zor da olsa yerlerine tamamen yenilerinin gelişlerini
Hayatımı ve kendimi baştan aşağı yeniden yapılandıracağım, tamamen dönüştüreceğim derken neyi nasıl yapacağımı bilmemekten ve tek başıma mücadele etmekten yorulup daha yolun başında benzinimin bitişlerini
En yakın benzin istasyonunun nerede olduğunu bilmemekten yolda kalıp İlahi'den çaresizce yardım bekleyişlerimi
Kendime ve hayata ilişkin bildiğimi sandığım her şeyin bir bir silinip gidişlerini
İnandıklarımın gün be gün reforma uğramalarına şahitlik edişlerimi
Birtakım şeylerin arkamda kalmasına, yalnızca ''geçmişim'' olmasına izin verişlerimi
''Eski'' etiketinin üzerlerine yapışmasına hak kazanmış her şeyin tamamen yıkılmasına ''Eyvallah!'' deyişlerimi ve yoldan geçerken inşaat çalışması görünce bir anda durup izlemeye koyulan insanlar gibi o yıkımların her birini gözlerimi kırpmadan izleyişlerimi
Yıllarca baskıladığım, hissetmeye izin vermediğim, üzerlerini kefene benzer bir örtüyle örttüğüm acılarımın tazyikli bir şekilde dışarıya taşmalarına bu sefer müdahale etmeyip onları layığıyla, dibine kadar hissetmeyi seçişlerimi
Uzunca zaman itip kaktığım, görmezden gelip etrafından dolandığım kendi içimdeki karanlığın bin bir tonuyla teker teker yüzleşmelerimi
Nihayetinde karanlıklarımı aydınlıklarımdan ayıramayacağımı kabul edip günah çıkarırcasına onları da bağrıma sıkıca basıp benimseyişlerimi
Kendimi olduğum hâlimle yaşayabilmek ve bu dünyada ''neysem o'' olarak var olabilmek adına vermekte olduğum özgürlük mücadelesini
Bu şanlı mücadele uğruna birtakım yerlerden, birtakım insanlardan, birtakım hayatlardan gitmeyi seçişlerimi
Sonucunda, kıyısında köşesinde yapayalnız kalmaktan gocunmadan karar verişlerimi
Hiç kimsenin kucaklamasını beklemeden kendi bireysel varoluşumu bizzat kendim sıkıca ve kuvvetlice sarıp sarmalayışlarımı
Kendi arkamda, sağımda, solumda, önümde, yanımda oluşlarımı ve kendimle her zaman ve daima kol kola, omuz omuza ilerleyecek, duraksayacak, dinlenecek, gerileyecek, bazen düşüp yerlere yatacak, o yatışları uzatıp ayağa kalkmamak adına ''5 dakika daha!'' nidaları yuvarlayacak kadar kendime sadakat ve bağlılık gösterişlerimi
Kendi kendimin hem ebeveyni hem en sıkı dostu hem kardeşi hem öğretmeni hem öğrencisi hem sevgilisi olup kendim için seve seve rolden role girişlerimi
Düşsem de, her şeyi batırıyor ve kendim de gittikçe batıyor gibi görünsem de, üzerimdeki bütün etiketleri sökerek çıplak, titrsiz, unvansız, ipsiz sapsız kalmanın eşiğine gelsem de; kendi varoluşuma müthiş bir sevgi ve saygı hissetmeye devam edişlerimi
Öyle zamanlarda bile kendimi, gerçek ben'i terk etmeyi seçmeyişlerimi
Hemen ayağa kalkmak ve depar atarcasına koşmak, maratona yeniden katılmak için kendime yüklenmeyişlerimi
Sırf dışarıda kalmamak, yalnızlaşmamak adına içimin almadığı sistemlerin içine içine girmeye kendimi zorlamayı tercih etmeyişlerimi
Kendi hakiki benliğimin, kendi kalbimin hakikatinin özgürlük savaşçısı olmayı seçişlerimi
Bu uğurda neler neler feda ettiğimi, hâlâ da feda etmeye devam ettiğimi
Olana da olmayana da elimden geldiğince sabırla ''Eyvallah!'' deyişlerimi
Kendim için bazen bir gelecek göremediğim olsa da; İlahi'den umudu kesmeyip ''Dur bakalım, gün doğmadan neler doğar!..'' ninnisini her gece teselli mahiyetinde dilime dolayıp içimdeki çocuğu ayağımda sallaya sallaya uyutmayı alışkanlık hâline getirişlerimi
Tuhaf, çokça tuhaf hissedişlerimi
Bir köşeye oturup kendimi dışarıdan üçüncü bir gözmüşçesine seyredişlerimi
Bazen bir bilim insanı soğukkanlılığıyla tüm bu kaosu, keşmekeşi öylece gözlemleyip bir bir rapor hâline getirişlerimi
Yine de kendi varoluşumu, kendi mevcudiyetimi sevişlerimi, çok sevişlerimi
''İyi ki şu dünya üzerinde ben benimleyim, iyi ki ben ben'in eşlikçisiyim!..'' diyerek kendi kendime yükselişlerimi
Şu dünyanın mevcut düzenine bir türlü ayak uyduramayıp hâlâ da ''Uydurmak zorunda mıyım ki?'' diyerek ayak direyişlerimi ve buranın içerisinde kendi dünyamı yaratma hayallerimi çaresizce sürdürüşlerimi
Herkesle birebir anlaşamazken; düşlerimde ve düşüncelerimde bütün insanlığı uykusunda yanağından öpüp üzerini sevgi ve şefkatle örtüşlerimi
İçimde sıkça hissetmekte olduğum, bana bu dünyada yaşamayı ilaveten zor kılan aşırı hassasiyet münasebetini
Hissetmeyi, çok fazla hissetmeyi
Bazen o hissedişlerin yoğunluğuyla mayalanmayı, yoğrulmayı, ince ince açılmayı, pişirilmeyi
Akabinde yorgun düşmeyi, sıkıca tuttuklarımı ve tutunduklarımı gevşetmeyi, artık direnmemeyi
Hep güçlü olma ve hep güçlü kalma temalı ütopik mücadeleyi bırakmayı ve içimdeki zayıflık kırıntılarıyla artık barışmayı seçmeyi
Tüm bunlara daima şahitlik ediyor olma hâlini
Ve daha birçok şeyi
İfade edemem...
Sözcüklerin kısıtlı tabiatlarıyla zincirleyemem onları...
Bakın; anlatamadım işte!
Aslında hissettiklerim; sözcüklerle ifade ettiklerimin ötesinde, çok daha ötesinde...
Yusuf Tarhan
2023-10-27T22:11:30+03:00Ben de sizin dediklerinize katılıyorum:)
Berilnaz Baş
2023-10-27T21:43:40+03:00Evet, katılıyorum dediklerinize👌🏼Susmak da bir sanattır. “Kendini ifade etmek” yalnızca sözcüklerle olmaz; bazen bir insanın bakışı, oturuşu, duruşu, susuşu bile onun imzası olabilir, onun hakkında çok şey anlatabilir… (Ki illa anlatmak zorunda da değildir tabii😄) Görmesini bilen gözler için, kalbiyle görebilenler için…🪷
Yusuf Tarhan
2023-10-27T21:16:22+03:00Toplum daima bir şeyler ister. Kendi düşüncelerini dikta eder. Hep yargılar ve tek bir insan profili yaratmaya çalışır bu yüzden bizler toplumu yenebilmeli farklı düşüncelerin olduğunu gösterebilmeliyiz. Bir de bence susmak bir sanattır , konuşmadan da bi şeyler hissetirilir ve anlaşılır.
Berilnaz Baş
2023-10-27T21:02:01+03:00Teşekkür ederim🙏🏼🍀
Toplumun geneli tarafından neredeyse her şey aşırı derecede merak edildiği, ısrarla sorgulandığı ve ha bire içi açılmaya çalışıldığı için sanki her bir şeyi kelimelerle ifade etme zorunluluğumuz varmış gibi ve böyle bir şey her zaman mümkünmüş gibi algılanabiliyor ve bu bir kabul olarak yerleşebiliyor ama sizin de dediğiniz gibi; gerek de yok bence de:) 🌈
Yusuf Tarhan
2023-10-27T19:19:42+03:00Kalemenize sağlık. Her şey sözcüklerle ifade edilmiyor ve gerekte yok :)