"Hisseden" kafasında bir yerde tüm düşüncelerinin aynı anda var olduğunu ve hapsolmaktan fazlası olmadığını biliyor. Diğer benlikleriyle ve yabancı fikirleriyle savaşmayı bırakıp onları güzel bir restoranda yemeğe davet ediyor. Tüm davetliler farklı duygudurumların farklı bozukluklarının temsilini oynuyor. Kartlar her zamankinden karışık. Onları düşman bilmeyip hepsinin kendisi olduğunun ya da kendinin araba camlarındaki veya demlikteki sönük yansıması olduğunun farkında. Ne kabulleniş bu ne de vazgeçiş. Amansız bir hastalığa yakalanmış edasıyla sigarasını küllüğünde inatla ve aynı zamanda pişman olmuşçasına bastırıp söndürüyor. Saçlarında bir el hissediyor, yumuşakça ve nerdeyse sevgi dolu. Bu da varlığının parçası ya da temsili mi? Aniden kaybolan bu his nereye koşar durur, nerede durulur? Zayiatsız bir savaşı anımsatıyor tüm olan biten. İki taraf da kazanmıyor, kaybetmiyor. Şimdi söylemekten çekindiği bir yere fakat gitmeyi çaresizce çok istediği yere varacak olan herhangi bir ulaşım aracında olmayı istedi. Saçlarındaki o hissin özlemini ceplerinde taşırken, nerdeyse mutlu hissetmiş olmanın verdiği heyecanla bir yolculuk gerçekleştirme isteğine kapılmasına normaldi. Tüm bu kabulleniş veya vazgeçiş olmayan olağandışı düşüncelerinin sebebini anlatmış olmaktan uzaklaştıracak kadar içselleştirmiş miydi? Konuşsa sanki ona ait olmayan kelimeler saçılacaktı masasına. Nerden toplayıp savuşturmuştu öylece beynine, içine? Kayıp kelimelerdi bunlar, yabancı kelimeler. Okuması, anlaşılması zordu, sanki dünyada olmaması gereken eski güçlerin temsilleriydi. İçinden koparıp bir kenara atmayı veya gömmeyi düşündü, kafasında tarttı. Gerçekleşmeye en yakın olanın yapması gereken olduğuna karar verdi. Bedenine fazla güçlü dokunan parmaklarla uyandığını hissetti. Sanki hala uykudaydı, hala yaşıyordu, hala istiyordu sanki. Çaresiz istekler yine bedenindeydi, doğduğunda bıraktığı bir uyuşturucuya dönmüş olduğu hissine kapıldı. Aslında hiç denememişti bile, deneyen bazı parçalarının deneyimi altında sıkışmıştı yalnızca. Müthiş bir mutlulukla uyandı o eski sıkışmışlığa rağmen. Bir ışık belirdi tavanda, duvarlarda, ona sarılınca sönüyor. Uyanınca en ufak bir ışık belirtisi bile yok, yalnız.