Günlerin en büyük aşkı yalvarmadan

Sanmak yankılanır

Dudağımın kan biriktiren yamacından

Ölülerle konuşurum

Toprağımın altına bakmadan

Gittikçe yabanlaşan ve yabanlaştıkça

Bir yabancıyı mızraklarla

Kalbin ortasına saplayan

Karşımdakinin göz damarları

Koparttım yapraklardaki yayvan gülümseyişi

Kuruttum incirlerini düşüncelerin

Ve doğruldum aklımın soyunduklarıyla


Aldanılmaz bir renkten boşanıyor hiçlik

Soğruluyor beyazlık

Siyahlık cebelleşiyor intikamıyla

Arzulanmak önceleniyor

Dokunaçların nefretle buluşmasından


Yılgın ahengin huzurlu tafrasıyla

Bir yandan her şey bir yandan hiçbir şey

Dökülür ve susar

İçtenliğin bir çekişe nakş olduğu yönelmek

Bütün gelgitlerin görünmez çabasıyla

Durup durmadan gizil güçler eğilsin

Nutkun tutulan korkusunda


Eksilemeyen duruşundan , pörsümüş elleriyle

Boğuyordu , izlemekten kavrulan irislerini

Dış kabuğunu kesip

Beklentileri dikizliyordu

Odağı sarsan gariplikle

Artık çok geçti , kırbacı titretti yüzünde

Yürüdü , yürüdü , yürüdü ve koştu

Çünkü hafiflik , çünkü ferahlık

Çünkü bir sebep

Doğurganlaştırıyordu güneşleri